sei gewiss!
|
elbette!
|
|
sei gewiss!
|
tabii!
|
|
holzen
{v}
[roh oder regelwidrig spielen]
|
seit oynamak
|
|
seinen Namen eigenhändig schreiben
|
kendi el yazısı ile adını yazmak
|
|
Sei, Seid nicht albern!
|
lütfen münasebetsiz olma, olmayın!
|
|
sei anständig!
|
terbiyeli ol!
|
|
Sei auf der Hut!
|
dikkatlı ol!
|
|
sei bitte etwas netter!
|
lütfen biraz kibar ol!
|
|
sei bitte rechtzeitig am Bahnhof!
|
lütfen vaktinde tren garında ol!
|
|
sei bitte rechtzeitig am Bahnhof!
|
lütfen vaktinde tren istasyonunda ol!
|
|
sei bloß ruhig!
|
sakin ol!
|
|
sei bloß ruhig!
|
sakin ol hele!
|
|
Sei dir da nicht so sicher!
|
kendinden pek emin olma!
|
|
Sei doch geduldig!
|
sabırlı ol!
|
|
Sei doch gescheit
|
aklına başına devşir!
|
|
Sei doch kein Narr!
|
deli olma!
|
|
Sei doch mal still!
|
bir de sessiz ol!
|
|
Sei doch still!
|
sessiz ol!
|
|
Sei dort vor der Zeit!
|
Vaktinden önce orada ol!
|
|
sei ein mann!
|
adam ol!
|
|
Sei ein netter Kerl!
|
kibar delikanlı ol!
|
|
Sei es drum
|
tamam
|
|
Sei es drum
|
öyle olsun!
|
|
Sei ja vorsichtig
|
aman dikkatli ol!
|
|
Sei kein Frosch
|
mızıkçılık yapma !
|
|
sei kein Frosch bitte
|
oyun bozanlık etme lütfen!
|
|
sei mal gut zu dir, riskier es!
|
kendine iyilik yap, riske gir!
|
|
Sei mir gegenüber offen!
|
bana karşı açık sözlü ol!
|
|
Sei mir nicht böse!
|
bana darılma!
|
|
Sei natürlich!
|
doğal ol!
|
|
sei nicht kindisch!
|
çocukça olma!
|
|
Sei nicht so gemein!
|
bu kadar vicdansız olma!
|
|
Sei nicht so streng mit ihm!
|
ona bu kadar sert davranma!
|
|
sei nicht so zaghaft
|
bu kadar kararsız olma!
|
|
sei nicht so zaghaft
|
bu kadar korkak olma!
|
|
sei nicht so zaghaft
|
bu kadar pısırık olma!
|
|
Sei nicht unverschämt!
|
bu kadar utanmaz olma!
|
|
sei ruhig!
|
sakin ol!
|
|
sei ruhig!
|
ses çıkarma!
|
|
sei ruhig!
|
rahat dur!
|
|
sei ruhig!
|
sakin ol!
|
|
sei ruhig!
|
sessiz ol!
|
|
Sei schon ruhig!
|
sakin ol
|
|
sei schön brav!
|
uslu ol!
|
|
sei selig!
|
berhudar ol!
|
|
Sei so gut...
[sagt man, wenn man jemanden um einen Gefallen bittet]
|
hilf mir
|
|
sei so nett!
|
kibar ol!
|
|
sei still!
|
sessiz ol!
|
|
sei still!
|
ses çıkarma!
|
|
Sei vernünftig!
|
aklını başına topla!
|
|
Sei vernünftig!
|
tertipli ol!
|
|
die
Akusmatagnosei
{sub}
{f}
|
işitme bilinçsizliği
|
|
das
Aufbaugymnasium
{sub}
{n}
|
geliştirme lisei
|
|
besprechen, was zu tun sei
{v}
|
ne yapılacağına dair görüşmek
|
|
die
Datenherkunft
{sub}
{f}
|
veri menşei
|
|
ein Kuckucksei
[ugs.: Kind eines anderen Vaters]
|
bir başka babadan olan çocuk
|
|
Er behauptete nicht zu wissen, wo sie sei
|
onun nerede olduğunu bilmediğini iddia ediyor
|
|
er sei
[er sagt, ich bin]
|
o benim... diyor
|
|
der
Erregerstamm
{sub}
{m}
|
ikaz menşei
|
|
ethnischen und Rassenherkunft
{sub}
{f}
|
etnik ırk meşei
|
|
die
Herkunft
{sub}
{f}
|
menşei
|
|
der
Hilfsursprung
{sub}
{m}
|
yardım menşei
|
|
die
Informationsrückführung
{sub}
{f}
|
bilgi iadesei
|
|
das
Kuckucksei
{sub}
{n}
{ugs.}
|
şüpheli hediye
|
|
das
Kuckucksei
{sub}
{n}
|
guguk kuşu yumurtası
|
|
die
Mehrstellenschweißstromquelle
{sub}
{f}
|
çok bağlantılı kaynak elektriği menşei
|
|
der
Nisei
{sub}
{m}
|
bit yumurtası
|
|
die
Planungsherkunft
{sub}
{f}
|
planlama menşei
|
|
das
Stammland
{sub}
{n}
[Einer Ware]
|
malın menşei
|
|
die
Stückenschneidemaschine
{sub}
{f}
|
parça kesme makinesei
|
|
überlegen was zu tun sei
{v}
|
ne yapılacağını düşünmek
|
|
das
Überraschungsei
{sub}
{n}
|
içinden sürpriz hediye çıkan yumurta
|
|
wer es auch sei
|
o her kim ise
|
|
wie dem auch sei
|
nasılsa
|
|
wie dem auch sei
|
ne de olsa
|
|
wie dem auch sei
|
ne olursa olsun
|
|
wie dem auch sei
|
herneyse
|
|