Keine direkten Treffer gefunden für: kuşu

Deutsch Türkisch

77 indirekte Treffer gefunden für: kuşu

Deutsch Türkisch
Abstellung eines Missstandes {sub} {f} kusuru bertaraf etme
an jemandem etwas aussetzen {v} kusur bulmak
Anspruch aus Mängeln {sub} {m} kusurdan doğan hak
astrein [ugs.: moralisch einwandfrei] kusursuz
Auge eines Vogels {sub} {n} kuşun gözü
ausgezeichnet {adj} kusursuz
die Ausgiebigkeit {sub} {f} kusursuzluk
ausheben {v} [hob aus, hat ausgehoben] kuşu yuvasından almak
der Ausschussanteil {sub} {m} kusurlu oran
die Ausschussquote {sub} {f} kusurlu oran
die Ausschussware {sub} {f} kusurlu mal
beanstanden {v} [beanstandete, hat beanstandet] kusurlu bulmak
beanstandet {adj} kusurlu
beanstandete Ware {sub} {f} kusurlu eşya
beanstandetes Dokument {sub} {n} kusurlu doküman
begnadigen {v} [begnadigte, hat begnadigt] kusurunu bağışlamak
behaftet {adj} kusurlu
bemäkeln {v} [bemäkelte, hat bemäkelt] kusur aramak
bemäkeln {v} [bemäkelte, hat bemäkelt] kusur bulmak
bemängeln {v} [bemängelte, hat bemängelt] kusurlu bulmak
die Bemängelung {sub} {f} kusur bulma
besondere Schwere der Schuld {sub} {f} kusurun özel olarak ağırlığı
bis zum Erbrechen kusuncaya kadar
der Bleiabdruck {sub} {m} kuşun basımı
die Bleiablagerung {sub} {f} [im Waffenlauf] kuşun birikimi
das Bleiwasser {sub} {n} kuşunlu su
der Brest {sub} {m} kusur
die Bruchteile {sub} {pl} küsuratlar [geriye kalan parçalar, artanlar, kesirler]
die Bruchteile {sub} {pl} küsurlar [tamsayıdan sonra gelen kesirli sayı]
die Culpa {sub} {f} kusur
defekt {adj} kusur
defekt {adj} kusurlu
defektiv {adj} kusurlu
deliktische Haftung {sub} {f} kusurlu sorumluluk
deliktische Handlung {sub} {f} kusurlu davranış
deliktische Klage {sub} {f} kusurlu dava
den Vogel abschießen kuşu vurmak
der perfekte Partner [Ehefrau] kusursuz
der perfekte Partner [Teilhaber] kusursuz ortak
die Eberecsche {sub} {f} [Sorbus aucuparia, Pinus a..,] Kuşüvezi, Kuşmeyvesi, Kuşavi
die Eberesche {sub} {f} kuşüvezi
eine Rüge erteilen {v} kusur söylemek
einen Fehler haben {v} kusurlu olmak
einen Fehler haben {v} kusurlu olmak
einen Fehltritt tun kusur yapmak
einen Vogel einsperren {v} kuşu hapsetmek
einen Vogel in einen Käfig sperren {v} kuşu bir kafese hapsetmek
einen Vogel rupfen kuşun tüylerini yolmak
einwandfrei {adj} kusursuz
einwandfreie {adj} kusursuz
einwandfreie Manieren {sub} {pl} kusursuz davranışlar
der Aasgeruch {sub} {m} leş kokusu
der Aasgeruch {sub} {m} ölü kokusu
der Abwassergeruch {sub} {m} atık su kokusu
die Acarophobie {sub} {f} böcek korkusu
adenoides Gewebe {sub} {n} burun boşluğu bademciği dokusu
der Adlerfregattvogel {sub} {m} fregat kuşu
die Aeronausiphobie {sub} {f} [Angst, sich durch Luftkrankheit übergeben zu müssen] hava tutmasından dolayı kusma korkusu
die Aeroneurose {sub} {f} uçma korkusu
die Aerophobie {sub} {f} hava alma korkusu
die Afrika-Zwergohreule {sub} {f} karatavuk büyüklüğünde bir Afrika baykuşu
der Afrikanerkuckuck {sub} {m} Afrika guguk kuşu
afrikanischer Waldkauz {sub} {m} Afrika alaca baykuşu
afrikanischer Wiedehopf {sub} {m} Afrikan çavuş kuşu
die Agoraphobie {sub} {f} alan korkusu
die Agoraphobie {sub} {f} meydan korkusu
die Ahorneule {sub} {f} akça ağaç baykuşu
die Akarophobie {sub} {f} uyuz böceği korkusu
die Akarophobie {sub} {f} uyuz korkusu
die Akaziengrasmücke {sub} {f} akasya ötleğen kuşu
die Akazienmeise {sub} {f} akasya iskete kuşu
die Akrophobie {sub} {f} yükseklik korkusu
aktives Bindegewebe {sub} {n} aktif bağ dokusu
die Algophobie {sub} {f} ağrı korkusu
die Alpenbraunelle {sub} {f} [Prunella collaris] alp şarkıcı kuşu
Alpenmeise dağ iskele kuşu
die Alpenringdrossel {sub} {f} Alplerde yaşayan ardıçkuşu
0.005s