guter Glaube
{sub}
{m}
|
iyi niyet
|
|
guter Glaube
{sub}
{m}
|
iyi inanç
|
|
gute, guter, gutes
|
iyi
|
|
gute, schlechte Entscheidung
{sub}
{f}
|
iyi, kötü karar
|
|
gute Absichten haben
{v}
|
iyi niyetler beslemek
|
|
gute Adresse
{sub}
{f}
|
iyi adres
|
|
Gute an der
{sub}
{n}
|
bunun iyi tarafı…
|
|
gute Anstrengung
{sub}
{f}
|
iyi çaba
|
|
gute Arbeit
{sub}
{f}
|
iyi iş
|
|
gute Arbeit leisten
{v}
|
verimli iş yapmak
|
|
Gute Arbeit!
|
güzel iş!
|
|
Gute Arbeit, Mädels
|
iyi iş kızlar!
|
|
gute Arbeit
{sub}
{f}
|
iyi iş
|
|
gute Arbeitsmoral zeigen
{v}
|
iyi çalışma ahlakı olmak
|
|
gute Augen
{v}
|
iyi gözler
|
|
gute Augen
{v}
|
iyi gören gözler
|
|
gute Augen haben
{v}
|
iyi gözleri olmak
|
|
gute Augen haben
{v}
|
gözleri iyi görmek
|
|
gute Aussicht
{sub}
{f}
|
iyi beklenti
|
|
gute Aussichten
{sub}
{pl}
|
iyi beklentiler
|
|
gute Aussichten auf etwas haben
{v}
|
bir şey hakkında iyi şeyler beklemek
|
|
gute Aussichten haben
|
gerçekleştirme ihtimali yüksek olmak
|
|
gute Besserung!
|
acil şifalar!
|
|
gute Besserung!
|
geçmiş olsun!
|
|
gute Beziehungen aufrechterhalten
{v}
|
iyi ilişkileri korumak
|
|
gute Beziehungen haben
{v}
|
iyi ilişkileri olmak
|
|
gute Bildung
{sub}
{f}
|
iyi eğitim
|
|
gute Chance
{sub}
{f}
|
iyi şans
|
|
gute Deutschkenntnisse haben
{v}
|
iyi Almanca bilgisi olmak
|
|
gute Dienste
{sub}
{pl}
|
iyi hizmetler
|
|
gute drei Stunden
|
en az üç saat
|
|
gute Durchschnittsqualität
{sub}
{f}
|
ortalama iyi kalite
|
|
gute Eigenschaft
{sub}
{f}
|
iyi özellik
|
|
gute eine Woche
{sub}
{f}
|
en az bir hafta
|
|
gute Einkaufsmöglichkeiten
{sub}
{pl}
|
iyi alış veriş olanakları
|
|
gute Einschätzung
{sub}
{f}
|
iyi tahmin
|
|
gute Einstellung
{sub}
{f}
[Verhalten]
|
iyi tutum
|
|
gute Einstellung
{sub}
{f}
med.
|
doğru ayarlama
[ilaç dozu v.s.]
|
|
gute Einstellung
{sub}
{f}
[Technik]
med.
|
iyi ayarlama
[ilaç dozu v.s.]
|
|
gute Englischkenntnisse
{sub}
{pl}
|
iyi İngilizce bilgileri
|
|
gute Entsprechung
{sub}
{f}
|
iyi uygun olma
|
|
gute Erfahrungen
{sub}
{pl}
|
iyi tecrübeler
|
|
gute Ergebnisse erreichen
{v}
|
iyi sonuçlar elde etmek
|
|
gute Ergebnisse vorweisen
{v}
|
iyi sonuçlar ortaya koymak
|
|
gute ergonomische Regeln anwenden
{v}
|
iyi ergonomik kurallar uygulamak
|
|
Gute Erholung!
|
iyi istirahatler!
|
|
gute Ernte
{sub}
{f}
|
iyi hasat
|
|
gute Ernte liefern
{v}
|
iyi hasat vermek
|
|
gute Erziehung
{sub}
{f}
|
iyi terbiye etme
|
|
gute Fahrt!
|
iyi yolculuklar!
|
|
gute Fee
{sub}
{f}
|
iyilik meleği
|
|
alles Gute
|
esen kalın
|
|
alles Gute
|
her şey gönlünüzce olsun
|
|
alles Gute
|
her şey iyi olsun
|
|
Auf Wiedersehen und alles Gute
|
Allahaısmarladık ve her şey güzel olsun
|
|
die
Auswuchtgüte
{sub}
{f}
|
denge kalitesi
|
|
die
Bestandsgüte
{sub}
{f}
|
malın kalitesi
|
|
die
Bestandsgüte
{sub}
{f}
|
ürün kalitesi
|
|
die
Betongüte
{sub}
{f}
|
beton kalitesi
|
|
die
Bildgüte
{sub}
{f}
|
resim kalitesi
|
|
definierte Oberflächengüte
{sub}
{f}
|
belirlenen yüzey düzgünlüğü
|
|
die
Dienstgüte
{sub}
{f}
|
hizmet kalitesi
|
|
durchschnittliche Güte
{sub}
{f}
|
standart kalite
|
|
ein Vorschlag zur Güte
|
barış önerisi
|
|
ein Vorschlag zur Güte
|
uzlaşma önerisi
|
|
Einstufung der Reifengüte
{sub}
{f}
|
tekerlek kalitesini saptama
|
|
die
Feinschneidgüte
{sub}
{f}
|
ince kesme kalitesi
|
|
die
Fertigungsgüte
{sub}
{f}
|
işlem kalitesi
|
|
die
Funktionsgüte
{sub}
{f}
|
fonksiyon kalitesi
|
|
gleichmäßige Werkstoffgüte
{sub}
{f}
|
homojen kalite
|
|
gleichmäßige Werkstoffgüte
{sub}
{f}
|
yeknesak malzeme kalitesi
|
|
die
Handelsgüte
{sub}
{f}
|
ticaret mamulü
|
|
Handelsware mittlerer Art und Güte
|
standart kaliteli ticaret malı
|
|
die
Herzensgüte
{sub}
{f}
|
kalplilik
|
|
die
Herzensgüte
{sub}
{f}
|
şefkat
|
|
die
Herzensgüte
{sub}
{f}
|
iyi kalplilik
|
|
hohe Wiedergabegüte
{sub}
{f}
|
yüksek sunum kalitesi
|
|