1 direkte Treffer gefunden für: gözler

Deutsch Türkisch
die Augen {sub} {pl} gözler

77 indirekte Treffer gefunden für: gözler

Deutsch Türkisch
der Ablagestrang {sub} {m} gözler dizisi
absehen {v} gözlerine bakıp maksadını öğrenmek
an den Augen ablesen gözlerinden okumak
anblinzeln {v} [blinzelte an, hat angeblinzelt] gözleri yarı kapalı bakmak
anfunkeln {v} gözleri parıldayarak bakmak
auf jemanden stieren {v} gözlerini dikerek bakmak
aufsehen {v} gözlerini kaldırıp bakmak
Augen aufbehalten {sub} {f} gözleri açık tutmak
Augen aufmachen {sub} {f} gözleri açmak
Augen aufreißen {sub} {f} gözleri açmak
Augen aufschlagen {v} gözleri açmak
Augen mit Essig waschen gözleri sirke ile yıkamak
Augen nicht trauen wollen gözlerine inanamamak
Augen nur für jemanden haben gözleri sadece birini görmek
Augen schließen {v} gözlerini kapamak
augen verbinden {sub} {f} gözleri bağlamak
Augen voller Tränen gözleri yaş dolu
die Augenarzthelferin {sub} {f} [weiblich] gözleri açmak
das Augenbinden {sub} {n} gözleri bağlama
das Augenspiegeln {sub} {n} gözleri aynaya tutma
Augen zum Strahlen bringen gözlerini parıldatmak
aus den Augen gözlerden
ausblicken {v} gözleriyle araştırmak
ausfachen {v} [Möbeln] gözler yapmak
die Ausfachung {sub} {f} [Möbeln] gözler yapma
aussehen {v} gözleriyle araştırmak
ausstechen {v} [Augen~] gözlerini oymak
ausstechen {v} [durch einen Stich zerstören] gözlerini oymak
äugeln {v} [äugte, hat geäugt] gözlerini süzerek bakmak
blenden {v} [durch Licht] gözlerini kamaştırmak
der Blickanfall {sub} {m} gözlerin kramp halinde yukarı aşağı veya yana kayması
blicken {v} [blickte, hat geblickt] gözlerle ifade etmek
die Blinde {sub} {f} gözleri görmeyen
der Blinder {sub} {m} gözleri görmeyen
den Blick auf etwas heften gözlerini bir şeye dikmek
den Blick auf jemanden heften gözlerini birine dikmek
die Augen aufschlagen gözlerini açmak
die Augen rollen gözler dönüyor
die Augen schließen gözleri kapatmak
die Augen spülen gözleri yıkamak
die Augen vor der Sonne schützen gözleri güneşten korumak
Du hast wohl Tomaten auf den Augen? {ugs.} gözlerin körmü?
die Dunkeladaption {sub} {f} gözlerin karanlığa intibakı
durchblicken {v} [ich blickte durch, ich habe durchgeblickt] gözlerinden okumak
ein Auge auf jemanden werfen {v} gözleriyle birini kesmek
es schwindelt mir gözlerim kararıyor
es wird Ihren Augen schaden gözlerine zarar verir
feuchte Augen bekommen {v} gözleri yaşarmak
fixieren {v} [anstarren] gözlerini dikmek
ganz feuchte Augen bekommen {v} gözleri yaşarmak
glupschen {v} gözlerini çıkarıp içine bakmak
aller Augen {sub} {pl} tüm gözler
die Argusaugen {sub} {pl} açıkgözler
aufgedunsene Augen {sub} {f} şişmiş gözler
ausdruckslose Augen {sub} {pl} anlamsız bakışlı gözler
blaue Augen {sub} {pl} mavi gözler
blutunterlaufene Augen {sub} {pl} kanlanan gözler
braune Augen kahve rengi gözler
dunkle Augen {sub} {pl} siyah gözler
eingefallene Augen {sub} {pl} çökmüş gözler
feuchte Augen {sub} {pl} yaşlı gözler
feurige Augen {sub} {pl} coşkun gözler
fieberglänzende Augen {sub} {pl} çakmak çakmak gözler
forschende Augen {sub} {n} araştırıcı gözler
gerötete Augen {sub} {pl} kızarmış gözler
die Glasaugen {sub} {pl} takma gözler
glasige Augen {sub} {pl} donuk gözler
glasige Augen {sub} {pl} sönük gözler
die Glotzaugen {sub} {pl} {ugs.} patlak gözler
glotzende Augen {sub} {pl} dikizleyen gözler
glutvolle Augen {sub} {pl} kor gibi gözler
glänzende Augen {sub} {pl} parlayan gözler
große Augen {sub} {pl} büyük gözler
gute Augen {v} iyi gözler
gute Augen {v} iyi gören gözler
halonierte Augen {sub} {pl} etrafında halkalar oluşmuş gözler
hellblaue Augen {sub} {pl} açık mavi hareli ela gözler
0.004s