51 direkte Treffer gefunden für: gerçek


77 indirekte Treffer gefunden für: gerçek

Deutsch Türkisch
absolute Inflation {sub} {f} gerçek enflasyon
der Absolutname {sub} {m} gerçek isim
die Absolutsphäre {sub} {f} gerçek etki alanı
abwegig {adj} gerçek dışı
die Abwegigkeit {sub} {f} gerçek dışılık
Adresse, echte- {sub} {f} gerçek adres
die Adäquanztheorie {sub} {f} [Wahrheitstheorie] gerçeklik teorisi
der Aktualisator {sub} {m} gerçekleştirici
aktualisierbarer Festpreis {sub} {m} gerçekleştirilebilir sabit fiyat
die Aktualneurose {sub} {f} gerçek ürküntü veya korku nedeniyle nevroz
der Aktualparameter {sub} {m} gerçek parametre
die Aktualparameterliste {sub} {f} gerçek paramatre listesi
der Aktualparameterteil {sub} {m} gerçek paramatre bölümü
der Aktualwert {sub} {m} gerçek değer
allen Ernstes gerçekten
als Tatsache gerçek olarak
als Tatsache annehmen {v} gerçek olarak kabul etmek
als Tatsache feststellen {v} gerçek olduğunu tespit etmek
als Tatsache hinstellen {v} gerçek olarak göstermek
als Zeichen wahrer Freundschaft gerçek arkadaşlığın sembolü olarak
an einer unwirklichen Hoffnung festhalten gerçekçi olmayan bir umuda bel bağlamak
angesichts der Tatsache gerçek karşısında
Architektur im eigentlichen Sinne {sub} {f} gerçek anlamda mimari
auf dem Boden der Tatsachen [in der Realität] gerçekte
auf dem Papier stehen {v} gerçekleşmemek
auf den Boden der Wirklichkeit zurückkommen {art} gerçekleri görmeye başlamak
auf den Boden der Wirklichkeit zurückkommen gerçekçi olmaya dönmek
auf einen Indikativpreis gestützte Preisangleichungsregeln gerçek değere dayanan fiyat ayarlama kuralları
auf Fakten stoßen gerçeklerle karşılaşmak
auf Tatsachen beruhend gerçeklere dayanmak
auf Tatsachen beruhende Vermutung gerçeklere dayanan tahmin
aufgrund der Tatsache [Präposition] gerçek sebebiyle
Aufklärung der Tatsachen {sub} {f} gerçekleri açığa çıkarma
Aufklärung der Tatsachen {sub} {f} gerçekleri ortaya çıkarma
aus dem wirklichen Leben gerçek hayattan
aus Tatsachen beruhend gerçeklere dayanan
ausführen [Plan] gerçekleştirmek
die Ausführung {sub} {f} gerçekleştirme
Ausführung verlangen {sub} {f} gerçekleştirme istemek
der Ausführungsauftrag {sub} {m} gerçekleştirme işi
auspacken {v} {ugs.} [die wahre Geschichte erzählen] gerçekleri açığa vurmak
die Authentie {sub} {f} gerçeklilik
authentische Umsetzung {sub} {f} gerçek hayata geçirme
authentische Unterschrift {sub} {f} gerçek imza
Änderung der tatsächlichen Verhältnisse {sub} {f} gerçek durumların değişimi
Befehl, ausführbarer- {sub} {m} [Software] gerçekleştirilebilir kumanda
begrifflich {adj} gerçek olmayan
begründen {v} [begründete, hat begründet] gerçekleri göstermek
betätigen {v} [betätigte, hat betätigt] gerçekleştirmek
bewahrheiten {v} gerçekleşmek
bewahrheiten {v} gerçekleştirmek
abstrakte Wahrheit {sub} {f} soyut gerçek
akzeptierte Tatsache {sub} {f} kabul edilen gerçek
allgemein anerkannte Tatsache {sub} {f} genelde kabul edilen gerçek
allgemeine Wahrheit {sub} {f} genel gerçek
andere Realität {sub} {f} başka gerçek
anerkannte Tatsache {sub} {f} tanınan gercek
anerkannte Wahrheit {sub} {f} tanınan gerçek
Auf die Wahrheit kommt es an önemli olan gerçek
augenscheinliche Tatsache {sub} {f} bariz gerçek
Aus meinem Leben: "Dichtung und Wahrheit" [J. W. Goethe] Goethenin hayatından bir yapıt edebi eser ve gerçek
bedingte Wahrheit {sub} {f} şarta bağlı gerçek
bekannte Tatsache {sub} {f} belli gerçek
beweisende Tatsache {sub} {f} kanıtlayan gerçek
bittere Wahrheit {sub} {f} acı gerçek
das ist die reine Wahrheit bu tamamen gerçek
das ist eine Tatsache! Bu bir gerçek
Dichtung und Wahrheit uydurma ve gerçek
die nackte Wahrheit {sub} {f} çıplak gerçek
doppelte Wahrheit {sub} {f} çift gerçek
echte Wahrheit {sub} {f} esas gerçek
eine fundierte Wahrheit sağlam temele dayalı bir gerçek
eine neue Tatsache yeni bir gerçek
einzig Wahre {sub} {n} tek gerçek
empirische Wahrheit {sub} {f} deneysel gerçek
empirische Wirklichkeit {sub} {f} deneysel gerçek
erwiesene Tatsache {sub} {f} kanıtlanmış gerçek
0.007s