am Scheidewege stehen
|
önemli bir karar arifesinde bulunmak
|
|
ankommen
[gegen]
|
önemli rol oynamak
|
|
ankommen gegen
{v}
|
önemli olmak
|
|
Auf die Wahrheit kommt es an
|
önemli olan gerçek
|
|
ausschlaggebend
{adj}
|
önemli olan
|
|
die
Äußerlichkeit
{sub}
{f}
|
önemli olmayan
|
|
die
Bagatelle
{sub}
{f}
|
önemli olmayan
|
|
das
Bauernopfer
{sub}
{n}
[figürlich]
|
önemli bir şeyi elde etmek için önemsiz şeyden gönüllü vazgeçmek
|
|
beachtliche Leistung
{sub}
{f}
|
önemli başarı
|
|
beachtlicher Fehlschlag
{sub}
{m}
|
önemli başarısızlık
|
|
bedeutend sein
{v}
|
önemli olmak
|
|
bedeutende Nachricht
{sub}
{f}
|
önemli haber
|
|
bedeutende Person
{sub}
{f}
|
önemli kişi
|
|
bedeutende Persönlichkeit
{sub}
{f}
|
önemli kişilik
|
|
bedeutende Persönlichkeit
{sub}
{f}
|
önemli şahsiyet
|
|
bedeutende Rolle
{sub}
{f}
|
önemli rol
|
|
bedeutender Autor
{sub}
{m}
|
önemli yazar
|
|
bedeutender Erfolg
{sub}
{m}
|
önemli başarı
|
|
bedeutender Faktor
{sub}
{m}
|
önemli faktör
|
|
bedeutender Fortschritt
{sub}
{m}
|
önemli ilerleme
|
|
bedeutender Mann
{sub}
{m}
|
önemli adam
|
|
bedeutender Moment
{sub}
{m}
|
önemli an
|
|
bedeutender Schriftsteller
{sub}
{m}
|
önemli yazar
|
|
bedeutender Vertreter
{sub}
{m}
|
önemli temsilci
|
|
bedeutender Vorschlag
{sub}
{m}
|
önemli öneri
|
|
bedeutendes Buch
{sub}
{n}
|
önemli kitap
|
|
bedeutendes Schauspiel
{sub}
{n}
|
önemli sahneleme
|
|
bedeutendste Börse
{sub}
{f}
|
önemli borsa
|
|
bedeutsamer Anlass
{sub}
{m}
|
önemli vesile
|
|
bedeutsamer Tag
{sub}
{m}
|
önemli gün
|
|
bedeutsames Ereignis
{sub}
{n}
|
önemli olay
|
|
die
Bedeutsamkeit
{sub}
{f}
|
önemlilik
|
|
bedeutungsvoll aussehend
{adj}
|
önemli görünmek
|
|
bedeutungsvolle Tätigkeit
{sub}
{f}
|
önemli iş
|
|
bedeutungsvolles Ereignis
{sub}
{n}
|
önemli olay
|
|
bei Vorliegen von wichtigen Gründen
|
önemli sebepler olduğunda
|
|
bei Vorliegen wichtiger Gründe
|
önemli nedenler olduğunda
|
|
der
Belang
{sub}
{m}
[ohne ~]
|
önemli değil
|
|
Belange haben
{v}
|
önemli olmak
|
|
belangreich
{adj}
|
önemli, değerli, hatırı sayılır
|
|
bemerkenswerter Zufall
{sub}
{m}
|
önemli rastlantı
|
|
besondere Kennzeichen
{sub}
{pl}
[Passvermerk]
|
önemli özellikler
|
|
die
Charakterrolle
{sub}
{f}
|
önemli rol
|
|
dank erheblicher Erfolge
|
önemli başarılar sayesinde
|
|
das Eigentliche
{sub}
{n}
|
önemli olan
|
|
das einzig Wahre
{ugs.}
|
önemli olan tek şey
|
|
das Wesentliche
{sub}
{n}
|
önemlisi
|
|
delikate Angelegenheit
{sub}
{f}
|
önemli iş
|
|
die
Denkwürdigkeit
{sub}
{f}
|
önemli olay
|
|
der entscheidende Faktor
|
önemli olan faktör
|
|
der entscheidende Faktor sein
|
önemli faktör olmak
|
|
am allerwichtigsten
{adj}
|
en önemli
|
|
am wichtigsten
{adj}
|
en önemli
|
|
ausschlaggebend
{adj}
|
en önemli
|
|
ausschlaggebend
{adj}
|
çok önemli
|
|
äußerst wichtig
{adj}
|
oldukça önemli
|
|
beachtlicher
{adj}
|
daha önemli
|
|
beachtlichste
{adj}
|
en önemli
|
|
bedeutend
[von großer Bedeutung]
|
çok önemli
|
|
bedeutender
{adj}
[wichtig]
|
daha önemli
|
|
bedeutendste
{adj}
[wichtig]
|
en önemli
|
|
bedeutungsvoller
{adj}
|
daha önemli
|
|
bedeutungsvollste
{adj}
|
en önemli
|
|
besonders wichtig
{adj}
|
oldukça önemli
|
|
beträchtlicher
{adj}
|
daha önemli
|
|
beträchtlichste
{adj}
|
en önemli
|
|
der erste Eindruck zählt
|
ilk intiba önemli
|
|
der Ton macht die Musik
|
konuşmanın ses tonu önemli
|
|
die Nachricht ist wichtig
|
haber önemli
|
|
dringend
{adj}
|
çok önemli
|
|
dringlich
{adj}
|
çok önemli
|
|
die
Drittwichtigste
{sub}
{f}
|
üçüncü sırada önemli
|
|
eher wichtig
|
daha ziyade önemli
|
|
einigermaßen wichtig
|
oldukça önemli
|
|
entscheidungserheblich
{adj}
[Zivilprozessordnung]
|
karar için önemli
|
|
erheblich
[Adj.+Komparativ]
|
çok önemli
|
|
erheblicher
{adj}
|
daha önemli
|
|