allen Ernstes
|
gerçekten
|
|
bodenfremd
{adj}
|
gerçekte bulundukları yerden çok uzağa fay boyunca taşınan kaya parçaları
|
|
das ist wirklich schade
|
gerçekten yazık
|
|
das ist wirklich sehr schade!
|
gerçekten çok yazık
|
|
das
Dithering
{sub}
{n}
[Bildbearbeitung]
|
gerçekte bulunmayan renkleri bilgisayarda görüntüleme metodu
|
|
doch
[Konjunktion]
|
gerçekten
|
|
Du bist, Sie sind wirklich schrecklich!
|
gerçekten korkunçsun,uz
|
|
Du bist echt süss
|
gerçekten tatlısın
|
|
Du bist wirklich in Ordnung
{ugs.}
|
gerçekten çok iyisin
|
|
echt
{adj}
[ugs.: wirklich]
|
gerçekten
|
|
echt, voll kultig sein
{ugs.}
|
gerçekten, tam tapınak şeklinde olmak
|
|
echt süß sein
{v}
{ugs.}
|
gerçekten tatlı olmak
|
|
eigentlich
{adv}
[tatsächlich]
|
gerçekten
|
|
Er fürchtet sich vor der Wahrheit
|
gerçekten korkuyor
|
|
er hat es also doch vergessen
|
gerçekten unuttu
|
|
er hat es in der Tat gemacht
|
gerçektende bunu yaptı
|
|
er hat wirklich das große Los gezogen
|
gerçekten büyük şansı var
|
|
er ist wirklich gut gebaut
|
gerçekten iyi vücutlu
|
|
es ist wirklich nicht sehr weit
|
gerçekten çok uzak
|
|
es ist wirklich ärgerlich!
|
gerçekten üzücü!
|
|
es macht doch wirklich nicht viel Mühe
|
gerçekten çok zahmet vermiyor
|
|
es tut mir wirklich leid
|
gerçekten üzgünüm
|
|
es war ein wirklich billiger Wein
|
gerçekten çok ucuz bir şarapdı
|
|
faktisch
{adj}
|
gerçekten
|
|
faktisch
{adv}
|
gerçekten
|
|
fürwahr
{adv}
[geh.: veraltet]
|
gerçekten
|
|
ganz ehrlich
{adj}
|
gerçekten
|
|
garantiert farbecht
|
gerçekten solmaz
|
|
die
Halluzination
{sub}
{f}
|
gerçekte olmayan şeyleri algılamak
|
|
die
Heteronymie
{sub}
{f}
|
gerçekte değişik köklerinden birbirine ait kelimelerin oluşumu
|
|
ich kann wirklich nichts dafür
|
gerçekten elimde bir şey yok
|
|
ich weiß es wirklich nicht
|
gerçekten bilmiyorum
|
|
ich weiß immer noch nicht so genau, wie gut du wirklich bist
|
gerçekte ne kadar iyi olduğunu bilmiyorum
|
|
der
Idealismus
{sub}
{m}
|
gerçekte olduğundan daha iyi görme
|
|
im Ernst
|
gerçekten
|
|
Im Ernst?
|
gerçekten mi?
|
|
in der Tat
|
gerçekten
|
|
in echt
{ugs.}
|
gerçekten
|
|
In Wirklichkeit ist es genau umgekehrt
|
gerçekte tam tersi
|
|
in wirklichkeitsferner Weise
|
gerçekten uzak şekilde
|
|
ist wirklich zuviel verlangt
[das~]
|
gerçekten bu kadarıda fazla
|
|
jemand, der vor der Realität flüchtet
|
gerçekten kaçan kişi
|
|
Liebt sie ihn wirklich?
|
Gerçekten onu seviyormu?
|
|
Möchten Sie wirklich alle Nachrichten löschen?
|
gerçekten bu duyuruları silmek ister misiniz?
|
|
nachgerade
{adv}
|
gerçekten
|
|
Nein wirklich?
[auch ironisch]
|
gerçekten mi?
|
|
praktisch unwirksam
|
gerçekte etkisiz
|
|
realitätsfern
{adj}
|
gerçekten uzak
|
|
die
Realitätsferne
{sub}
{f}
|
gerçekten uzaklık
|
|
die
Realitätsflucht
{sub}
{f}
|
gerçekten uzaklaşma
|
|
recht
{adv}
|
gerçekten
|
|