15 direkte Treffer gefunden für: wahr


77 indirekte Treffer gefunden für: wahr

Deutsch Türkisch
wahr machen [Wunsch] yerine getirmek
wahr machen gerçekleştirmek
wahr sein {v} gerçek olmak
wahr werden [Wunsch] yerine gelmek
wahr werden {v} gerçekleşmek
wahre Aufregung {sub} {f} gerçek telâş
wahre Bedeutung {sub} {f} gerçek anlam
wahre Dehnung {sub} {f} esas genleşme
wahre Dichte {sub} {f} gerçek yoğunluk
wahre Eigengeschwindigkeit {sub} {f} esas kendi hızı
wahre Ermüdungsgrenze {sub} {f} gerçek yorulma sınırı
wahre Fachleute {sub} {pl} gerçek uzman kişiler
wahre Fluggeschwindigkeit {sub} {f} esas uçuş hızı
wahre Freunde sind selten gerçek arkadaşlar seyrektir
wahre Freundschaft {sub} {f} gerçek arkadaşlık
wahre Geschichte {sub} {f} gerçek hikâye
wahre Größe erreichen {v} esas büyüklüğe ulaşmak
wahre Höhe über Meer {sub} {f} deniz üstü esas yükseklik
wahre Koordinaten {sub} {pl} esas kordinatlar
wahre Lebensdauer {sub} {f} gerçek yaşam süresi
Wahre Liebe verläuft nie reibungslos gerçek aşk hiçbir zaman zahmetsiz olmaz
wahre Porosität {sub} {f} gerçek gözeneklilik
wahre Reinheit {sub} {f} gerçek saflık
wahre Sonne {sub} {f} gerçek güneş
wahren {v} [wahrte, hat gewahrt] hak etmek
wahren {v} [wahrte, hat gewahrt] kazanmak
wahren {v} [wahrte, hat gewahrt] korumak
wahren {v} [wahrte, hat gewahrt] muhafaza etmek
wahren {v} [wahrte, hat gewahrt] saklamak
wahren {v} [wahrte, hat gewahrt] savunmak
wahrend {adj} koruyan
wahrer {adj} daha gerçek
wahrer Ansturm {sub} {m} [auf etwas] gerçek istilâ
wahrer Büffel {sub} {m} {ugs.} öküz herif
wahrer Charakter {sub} {m} esas karakter
wahrer Christ {sub} {m} gerçek Hristiyan
wahrer Freund {sub} {m} gerçek dost
wahrer Gentleman {sub} {m} gerçek centilmen
wahrer Goldschatz {sub} {m} hakiki altın hazinesi
wahrer Grund {sub} {m} gerçek sebep
wahrer Held {sub} {m} gerçek kahraman
wahrer Horizont {sub} {m} astronomik çevre
wahrer Horizont {sub} {m} gerçek seviye
wahrer Künstler {sub} {m} gerçek sanatkâr
wahrer Mittelwert {sub} {m} esas ortalama
wahrer Muslem {sub} {m} gerçek Müslüman
wahrer Palast {sub} {m} gerçek saray
wahrer Trost {sub} {m} gerçek teselli
wahrer Unsinn {sub} {m} abuk subuk
wahrer Unsinn {sub} {m} saçma sapan
wahrer Wert {sub} {m} gerçek değer
das ist schon wahr bu doğru
es erweist sich als wahr gerçek olduğu ortaya çıktı
Es ist doch wahr doğrudur!
es ist doch wahr öyledir!
es ist einfach nicht wahr bu olamaz
fürwahr {adv} [geh.: veraltet] gerçekten
fürwahr {adv} [veraltend] bir tespiti güçlendirici kelime
gewahr farkında olma
gewahr haberdar olma
die Gewähr {sub} {f} garanti
die Gewähr {sub} {f} güvence
die Gewähr {sub} {f} imanca
die Gewähr {sub} {f} inanca
die Gewähr {sub} {f} sorumluluk
die Gewähr {sub} {f} teminat
ich gebe zu, das ist wahr ne diyeyim, bu doğru
ist wahr [das~] bu doğru
Lebensversicherung mit Prämienrückgewähr {sub} {f} geri pirim ödeme garantili hayat sigortası
lebenswahr {adj} [lebensecht] aslına benzer
die Mangelgewähr {sub} {f} kusurlu mala karşı sorumluluk
die Mangelgewähr {sub} {f} ayıba karşı sorumluluk
Mitgliedstaaten nehmen alle Möglichkeiten wahr {sub} {f} üye ülkeler tüm olanakları kullanıyor
nahm wahr [er, sie, es~] farkına vardı
nimmt wahr [er,sie, es~] farkına varıyor
nur zum Teil wahr sadece birazı doğru
ohne Gewähr garanti verilmez
0.005s