9 direkte Treffer gefunden für: yeter


60 indirekte Treffer gefunden für: yeter

Deutsch Türkisch
Ablehnung der Einstellung wegen mangelnder gesundheitlicher Eignung {sub} {f} yetersiz sağlık nedeniyle işe alınma reddi
Ablehnung der Einstellung wegen mangelnder körperlicher Eignung {sub} {f} yetersiz vücut sağlığı nedeniyle işe alınma reddi
akkurat yeteri kadar
alt genug yeterince yaşlı
die Angemessenheit {sub} {f} yeterlilik
der Ausfall {sub} {m} yetersizlik
die Ausfallentschädigung {sub} {f} yetersizlik tazminatı
die Ausfallforderung {sub} {f} yetersizlikten doğan alacak
die Ausfallhaftung {sub} {f} yetersizlik sorumluluğu
die Ausfallkriterien {sub} {pl} yetersizlik kriterleri
das Ausfallkriterium {sub} {n} yetersizlik kriteri
die Ausfallrate {sub} {f} yetersizlik oranı
das Ausfallrisiko {sub} {n} yetersizlik riski
die Ausfallversicherung {sub} {f} yetersizlik sigortası
die Ausfallvorhersage {sub} {f} yetersizlik öngörüsü
Ausfallzahlung {v} yetersizlik tazminatı
ausgeschlafen yeterince uyumuş
auskömmlich {adj} yeter derecede
auskömmlich Leben {sub} {n} yeterli derecede yaşam seviyesi
auskömmlich versorgt yeterli bakım
auskömmliche Stellung {sub} {f} yeterli
auskömmliche Verhältnisse {sub} {pl} yeterli durumlar
auskömmliches Einkommen {sub} {n} yeterli gelir
auskömmliches Gehalt {sub} {n} yeterli aylık
ausreichen {v} [reichte aus, hat ausgereicht] yeterli olmak
ausreichend {adj} yeter derecede
ausreichend {adj} yeterli
ausreichend attraktive Prämie yeteri kadar cazip prim
ausreichend Beweismaterial yeterli delil
ausreichend Beweismaterial yeterli kanıt
ausreichend dimensioniert yeterli boyutta
ausreichend Gelegenheit geben {v} yeteri kadar olanak vermek
ausreichend große Anzahl {sub} {f} yeteri kadar sayıda
ausreichend Zeit einplanen {v} yeteri kadar zaman planlamak
ausreichend Zeit lassen {v} yeteri kadar zaman tanımak
ausreichende- yeterli-
ausreichende Auskunft bieten yeterli bilgi sunmak
ausreichende Deckung {v} yeterli güvence teminatı
ausreichende Einkünfte haben yeteri kadar gelirleri olmak
ausreichende Erwerbsmöglichkeit {sub} {f} yeteri kadar çalışma imkânı
ausreichende Erwerbsmöglichkeiten {sub} {pl} yeteri kadar çalışma imkânları
ausreichende Genauigkeit {sub} {f} yeteri kadar doğruluk
ausreichende Information {sub} {f} yeteri kadar bilgi
ausreichende Menge {sub} {f} yeteri kadar miktar
ausreichende Mittel {sub} {pl} yeteri kadar para
ausreichende Reserven {sub} {pl} yeteri kadar rezervler
ausreichende Versorgung {sub} {f} yeteri kadar besleme
ausreichende Zahl {sub} {f} yeterli sayı
ausreichender Bestand {sub} {m} yeteri kadar miktar
ausreichender Beweis {sub} {m} yeteri kadar ispat
ausreichendes Einkommen yeterli gelir
es reicht gerade noch ancak yeter
Es reicht jetzt aber langsam artık yeter
für heute genug bugünlük yeter
geht mir über die Hutschnur bu kadar rezalet yeter
geht mir über Hutschnur bu kadar rezalet yeter
genug, um ihn zu verurteilen onu cezalandırmaya yeter
ich werde schon damit auskommen bu bana yeter
nun gut artık yeter
der Polyäther {sub} {m} polyeter
0.004s