5 direkte Treffer gefunden für: yaşam


77 indirekte Treffer gefunden für: yaşam

Deutsch Türkisch
Abend des Lebens {sub} {m} yaşamın son günleri
Abend des Lebens {sub} {m} yaşamın sonbaharı
aerob yaşamak için oksijene ihtiyaç duyan
der Aerobier {sub} {m} yaşamak için oksijene ihtiyaç duyan canlı
allopatrische Artbildung {sub} {f} yaşam çevreleri çakışmadan tür oluşumu
alltägliche Seite {sub} {f} yaşamın günlük yönü
am Ende der Lebensdauer {sub} {f} yaşam süresi sonunda
am Leben hängen {v} yaşama sarılmak
am Leben verzweifeln {v} yaşamdan şüphe etmek
anaerob yaşamak için oksijene ihtiyacı olmayan
Anzeichen der Belebung {sub} {n} yaşama dönüş belirtisi
die Atmungskette {sub} {f} [Energietransportkette] yaşam enerjisi zinciri
aufgeben {v} [gab auf, hat aufgegeben] yaşama ümidi kalmamak
der Aufwand {sub} {m} yaşam tarzı
aus dem Leben scheiden yaşama veda etmek
auseinander gelebt [alte Schreibweise] yaşama dair ilgi odakları ayrılmış
auseinandergelebt [alte Schreibweise] yaşam biçimleri değişmiş
ausleben, sich {v} yaşamaktan zevk almak
austoben, sich {v} yaşamanın zevkine varmak
austollen {v} yaşamanın zevkine varmak
die Autobiografie {sub} {f} yaşam öyküsü
Bestimmung der Lebensdauer {sub} {f} yaşam süresini belirleme
biografische Methode {sub} {f} yaşam hikâyesi metodu
die Biographie {sub} {f} yaşam öyküsü
biographisch {adj} yaşamöyküsel
die Biometrie {sub} {f} yaşamölçüm
biometrisch {adj} yaşamölçümsel
die Chronobiologie {sub} {f} yaşam süreçlerini inceleyen biyoloji bilim dalı
das ganze Leben lang yaşam boyu
das Leben erhalten yaşamı korumak
das Leben verlängern yaşamı uzatmak
die Daseinsberechtigung {sub} {f} {ugs.} yaşama hakkı
den Wohlstand senken {v} yaşam standardını düşürmek
die Devise {sub} {f} yaşam felsefesi
die Annehmlichkeiten des Lebens yaşamın hoş yönleri
die Beschwerlichkeiten des Lebens yaşamın zorlukları
die Daseinsberechtigung {sub} {f} yaşama hakkı
die Lebensqualität beeinträchtigen yaşam kalitesini etkilemek
Dinge, die den Wohlstand ausmachen yaşam seviyesini belirleyen şeyler
Dokumentation vitaler Ereignisse {sub} {f} yaşamsal olaylar dokümantasyonu
durchleben {v} yaşamak
ein neues Kapitel im Leben {v} yaşamda yeni bir sayfa
enthaltsam {adj} yaşam zevklerinden uzak
er hat mit dem Leben abgeschlossen yaşama veda etti
er hatte keinen Lebensmut mehr yaşam cesareti kalmamıştı
das Erhaltungsfutter {sub} {n} yaşam koruyucu yiyecek
die Erhaltungsfütterung {sub} {f} yaşam koruyucu besleme
Erhöhung des Lebensniveaus {sub} {f} yaşam seviyesinin artışı
das Erleben {sub} {n} yaşama
erleben {v} yaşamak
der Erlebensfall {sub} {m} [bei Lebensversicherung] yaşama durumu
der Alltag {sub} {m} gündelik yaşam
der Alltag {sub} {m} günlük yaşam
das Alltagsleben {sub} {n} günlük yaşam
das Alltagsleben {sub} {n} günlük yaşam
die Alltagswelt {sub} {f} günlük yaşam
alternatives Leben {sub} {n} alternatif yaşam
amoralische Lebenshaltung {sub} {f} ahlak dışı yaşam
anstrengendes und ermüdendes Leben {sub} {n} meşakkatli ve yorucu yaşam
arbeitsreiches Leben {sub} {n} aktif yaşam
armseliges Leben {sub} {n} düşkün yaşam
aufregendes Leben {sub} {n} maceralı yaşam
ausschweifend wilde Ideen {sub} {pl} uçarılı yaşam
ausschweifende Lebensführung {sub} {f} uçarılı çılgın yaşam
autistische Abkapselung {sub} {f} içedönük yaşam
betreutes Wohnen {sub} {n} destekli yaşam
bevorstehendes Leben {sub} {n} gelecek yaşam
bewegtes Leben {sub} {n} hareketli yaşam
das Bodenleben {sub} {n} toprakta yaşam
die Dauerkollektivierung {sub} {f} sürekli topluyaşam
das Doppelleben {sub} {n} çift yaşam
das Eigenleben {sub} {n} hususi yaşam
ein bewegtes Leben hareketli bir yaşam
ein dem Vergnügen hingegebenes Leben zevke dalan bir yaşam
ein einigermaßen wohlhabendes Leben bayağı refah içinde bir yaşam
ein ereignisreiches Leben olaylı bir yaşam
ein gottloses Leben dinsiz bir yaşam
0.004s