10 direkte Treffer gefunden für: kanıt


71 indirekte Treffer gefunden für: kanıt

Deutsch Türkisch
als Beweis zulassen {v} kanıt olarak kabul etmek
die Argumentation {sub} {f} kanıt gösterme
die Argumentation {sub} {f} kanıtları sıralama
Argumentations- kanıt gösterme-
die Argumentationskette {sub} {f} kanıt sunma zinciri
die Argumentationsketten {sub} {pl} kanıt sunma zincirleri
der Argumentationsleitfaden {sub} {m} kanıt sunma klavuzu
die Argumentationsstruktur {sub} {f} kanıt gösterme yapısı
das Argumentationsverfahren {sub} {n} kanıt gösterme metodu
argumentieren {v} [argumentierte, hat argumentiert] kanıt göstermek
argumentieren {v} [argumentierte, hat argumentiert] kanıtlama
argumentieren {v} [argumentierte, hat argumentiert] kanıtlamak
argumentieren {v} [argumentierte, hat argumentiert] kanıtları sıralamak
argumentierend {adj} kanıt gösteren
die Argumentierende {sub} {f} kanıt gösterici
der Argumentierender {sub} {m} kanıt gösteren
ausweisen {v} [wies aus, hat ausgeweisen] kanıtlamak
begründen {v} [eine Behauptung] kanıt göstermek
die Begründung {sub} {f} kanıt gösterme
die Begründungen {sub} {pl} kanıtlar
die Belegauswertung {sub} {f} kanıt değerlendirmesi
belegbar {adj} kanıtlanabilir
die Belege {sub} {pl} [Beweis] kanıtlar
belegen {v} [beweisen] kanıtlamak
belegend {adj} [beweisen] kanıtlayan
beleglos kanıtsız
beweisbar {adj} kanıtlanabilir
die Beweisbarkeit {sub} {f} kanıtlanabilme
der Beweisbeschluss {sub} {m} kanıt kararı
die Beweise {sub} {pl} kanıtlar
Beweise für etwas liefern kanıt vermek
Beweise vorlegen {v} kanıt göstermek
beweisen {v} [bewies, hat bewiesen] kanıt göstermek
beweisen {v} [bewies, hat bewiesen] kanıtlamak
beweisende Tatsache {sub} {f} kanıtlayan gerçek
das Beweiserbringen {sub} {n} kanıt gösterme
das Beweisersuchen {sub} {n} kanıt dilekҫesi
das Beweisfindungsverfahren {sub} {n} kanıt bulma duruşması
die Beweisfrage {sub} {f} kanıt sorusu
die Beweisführung {sub} {f} kanıt gösterme
die Beweisführung {sub} {f} kanıtlama
die Beweisführungen {sub} {pl} kanıtlamalar
die Beweiskette {sub} {f} kanıtlar zinciri
die Beweislast {sub} {f} kanıt veya tanıt yükü
Beweismaterial beibringen {sub} {n} kanıt malzemesi bulmak
Beweismaterial nicht beachten {sub} {n} kanıt malzemesini dikkate almamak
Beweismaterial sammeln {sub} {n} kanıt malzemesi toplamak
das Beweismittel {sub} {n} kanıtlama aracı
die Beweispflicht {sub} {f} kanıtlama görevi
beweispflichtig {adj} kanıtlanmaya zorunlu
beweispflichtig sein {v} kanıtlanmaya zorunlu olmak
der Astrakanit {sub} {m} [Mineralart] astrakanit
ausreichend Beweismaterial yeterli kanıt
die Belastung {sub} {f} [Beschuldigung] suçlayıcı kanıt
das Beweischen {sub} {n} küҫük kanıt
ein exakter Beweis tam bir kanıt
der Gegenbeweis {sub} {m} karşı kanıt
der Gegenschluss {sub} {m} aksi ile kanıt
das Hartgummi {sub} {n} vulkanit
der Indizienbeweis {sub} {m} [juristisch] belirti veya ipuçlarına dayanan kanıt
der Literaturnachweis {sub} {m} edebi kanıt
mathematischer Beweis {sub} {m} matematiksel kanıt
natürliche Deduktion {sub} {f} doğal kanıt
objektiver Beweis {sub} {m} objektif kanıt
objektiver Beweis {sub} {m} somut kanıt
der Scheinbeweis {sub} {m} yanıltıcı kanıt
sicheres Alibi {sub} {n} kesin kanıt
das Toskanit {sub} {n} toskanit
der Umkehrschluss {sub} {m} law aksi ile kanıt
der Vulkanit {sub} {m} [Geologie] volkanit
der Vulkanit {sub} {m} [Geologie] yüzey taş
0.005s