11 direkte Treffer gefunden für: güvence


72 indirekte Treffer gefunden für: güvence

Deutsch Türkisch
die Absicherungsgrenze {sub} {f} güvence sınırı
die Absicherungsimpulse {sub} {pl} güvence belirtileri
besichert güvenceli
besichertes Darlehen {sub} {n} güvenceli kredi
die Besicherung {sub} {f} güvenceye alma
die Besicherungsrecht {sub} {f} güvence hakkı
beteuern {v} [beteuerte, habe beteuert] güvence vermek
Darlehen ohne Deckung {sub} {n} güvencesiz ikraz
Deckung anbieten güvence sunmak
Deckung anschaffen güvence sağlamak
Deckung beschaffen {sub} {f} güvence sağlamak
Deckung gewähren güvence sağlamak
der Deckungsbescheid {sub} {m} güvence bildirgesi
der Deckungsbestand {sub} {m} güvence miktarı
die Deckungsbestätigung {sub} {f} güvence onayı
deckungsfähig {adj} güvence verilebilir
der Deckungsgegenstand {sub} {m} güvencenin konusu
das Deckungsgeschäft {sub} {n} güvenceli işlem
die Deckungsgeschäfte {sub} {pl} güvenceli işlemlar
der Deckungsgrad {sub} {m} güvence derecesi
die Garantenpflicht {sub} {f} güvence veren kişinin üstlendiği yükümlülük
die Garantiefonds {sub} {pl} güvence fonları
garantieren {v} güvence vermek
garantiert {adv} güvenceli
der Garantievertrag {sub} {m} güvence anlaşması
die Garantin {sub} {f} [weiblich] güvence veren kişi
Geld gegen Absicherung leihen {v} güvence karşılığında ödünç para vermek
Geld gegen ein Pfand aufnehmen {v} güvence ile para almak
geschützer Arbeitsplatz {sub} {m} güvenceli yeri
die Haftfrist {sub} {f} güvence süresi
die Kaution {sub} {f} güvence akçesi
der Kautionsbürge {sub} {m} güvence kefili
Kredite ohne Sicherheit {sub} {pl} güvencesiz krediler
krisensicher {adj} güvenceli
krisensichere Anlagen {sub} {pl} güvenceli tesisler
mündelsicher {adj} güvenceli
mündelsichere Aktie {sub} {f} güvenceli hisse senedi
mündelsicherer Wert {sub} {n} güvenceli değer
ohne Garantie güvencesiz
Protest mangels Sicherheit {sub} {m} güvence azlığı protestosu
Sicherheit anbieten {v} güvence sunmak
die Sicherheitsklausel {sub} {f} güvence koşulu
das Sichern {sub} {n} güvence altına alma
sichern {v} [in Sicherheit bringen] güvence altına almak
die Sicherstellung {sub} {f} güvence altına alma
die Sicherstellungsurkunde {sub} {f} güvence altına alma senedi
die Sicherstellungszeit {sub} {f} güvence altına alma zamanı
um Sicherheiten bitten güvence istemek
ungesichert {adj} güvencesiz
ungesicherte Zukunft {sub} {f} güvencesiz gelecek
verbürgen {v} [verbürgte, hat verbürgt] güvence vermek
absolute Sicherheit {sub} {f} mutlak güvence
Deckung gegen alle Schäden und Gefahren tüm hasar ve risklere karşı güvence
eidesstattliche Versicherung {sub} {f} yeminli yasal güvence
genügende Deckung {sub} {f} yeterli güvence
Gewähr für zugesicherte Eigenschaften {sub} {f} sözverilen nitelikler için güvence
die Grundsicherung {sub} {f} temel güvence
Institutionelle Garantie {sub} {f} kurumsal güvence
der Kündigungsschutz {sub} {m} ihbarsız işten çıkarmaya karşı güvence
der Kündigungsschutz {sub} {m} işten çıkarmalara karşı güvence
das Manneswort {sub} {n} kesin güvence
schriftliche Zusicherung {sub} {f} yazılı güvence
soziale Absicherung {sub} {f} sosyal güvence
sozialer Schutz {sub} {m} sosyal güvence
der Sozialschutz {sub} {m} sosyal güvence
die Sozialversicherung {sub} {f} sosyal güvence
sozialversicherungsrechtliche Absicherung gegen das Risiko der Pflegebedürftigkeit {sub} {f} bakıma muhtaçlık riskine karşı sosyal sigortalık hukukunun öngördüğü yasal güvence
technische Sicherung teknik güvence
die Verstrickung {sub} {f} [Rechtswissenschaft] kamusal güvence
volle Deckung {v} tam güvence
vorläufige Deckung {sub} {f} geçici güvence
zusätzliche Garantie {sub} {f} ek güvence
0.004s