44 direkte Treffer gefunden für: saf


77 indirekte Treffer gefunden für: saf

Deutsch Türkisch
Abendkleid aus reiner Seide {sub} {n} saf ipekten gece elbisesi
abgestellt sein {v} safdışı bırakılmak
abgestellte Angestellte {sub} {f} saf dışı bırakılan sözleşmeli görevli
abgestellte Angestellte {sub} {m} saf dışı bırakılan sözleşmeli görevli
abgestellte Person {sub} {f} saf dışı bırakılan insan
abgestellter Angestellter [ein~] saf dışı bırakılan sözleşmeli görevli bay
abhängen {v} [Rivalen] safdışı bırakmak
abhängen {v} [Rivalen] safdışı etmek
absolut Alkohol {sub} {m} saf alkol
die Abstandstaste {sub} {f} safe tuşu
das Achslager {sub} {n} şaft yatağı
der Achsparallelitätsfehler {sub} {m} [Getriebe] şaft düzen hatası
der Achswinkel {sub} {m} şaft açısı
die Achswinkelabweichung {sub} {f} şaft açısı sapması
das Alignment {sub} {n} [Maschinenwelle] şaft düzenlemesi
am frühen Morgen şafakta
am Morgen şafak vakti
an etwas deuteln {v} safsatalamak
der Aspekt {sub} {m} safha
auf Echtheit prüfen saflığını araştırmak
auf Safari gehen safari turuna çıkmak
auf Safari sein safaride olmak
aus dem Rennen {sub} {n} [figürlich] safdışı kalmak
aus dem Rennen {sub} {n} [Wett-] safdışı kalmak
aus reinem Gold saf altından
aus reiner Wolle saf yünden
ausgemustert {adj} saf dışı bırakılmış
ausgeschlossen {adj} saf dışı
ausklammern {v} [nicht zulassen] saf dışı bırakmak
die Ausklammerung {sub} {f} saf dışı bırakma
außer Gefecht setzen safdışı bırakmak
Balast ausladen {v} [Schiff] safra atmak
die Ballast {sub} {f} safra
der Ballast {sub} {m} safra
Ballast abwerfen safra atmak
die Ballastfahrt {sub} {f} safra transport seferi
die Ballastfracht {sub} {f} safra yükü
der Ballastsand {sub} {m} safra kumu
die Ballastschlacke {sub} {f} safralı cüruf
die Ballastschüffel {sub} {f} safra küreği
der Ballaststoff {sub} {m} safra maddesi
die Ballaststoffe {sub} {pl} safra maddeleri
der Ballasttank {sub} {m} safra sarnıcı
der Ballastwiderstand {sub} {m} safra dayanıklılığı
der Ballastwiderstand {sub} {m} safra mukavemeti
die Ballastzellen {sub} {pl} safra hücreleri
der Ballastzustand {sub} {m} safra hali
der Bastard {sub} {m} saf olmayan
bei Tagesanbruch şafakla beraber
bereinigter Gewinn {sub} {m} saf gelir
die Biederkeit {sub} {f} saflık
das Abaya {sub} {n} [langes Kleidungsstück, das den gesamten Körper bedeckt und von einigen Arabern getragen wird] çarşaf
am pursten {adj} en saf
das Aufblühen {sub} {n} inkişaf
bestes Fabrikat {sub} {n} iyi evsaf
das Bettlaken {sub} {n} çarşaf
das Betttuch {sub} {n} çarşaf
der Bezug {sub} {m} [Kissenbezug] çarşaf
die Burka {sub} {f} her taraftan kapalı, giyenin önünü görmesi için yüz kısmı kafesli çarşaf
der Chador {sub} {m} Çador, Çadar ya da Çadur İran'da kadınlar tarafından giyilen bir çarşaf
chemisch rein {adj} kimyaca saf
chemisch rein {adj} kimyasal olarak saf
chemisch rein {adj} kimyevi saf
die Decke {sub} {f} çarşaf
die Eigenschaft {sub} {f} evsaf
die Entfaltung {sub} {f} inkişaf
die Erforschung {sub} {f} istikşaf
gediegenste {adj} [von Metall] en saf
gerechter Himmel {sub} {m} insaf
die Gerechtigkeit {sub} {f} insaf
halbedel {adj} yarı saf
hochrein {adj} çok saf
die Indulgenz {sub} {f} insaf
Internationale Afghanistan-Schutztruppe ISAF uluslararası Afganistanı koruma ordusu
die Kaltschale {sub} {f} hoşaf
das Laken {sub} {n} çarşaf
das Leintuch {sub} {n} çarşaf
0.006s