8 direkte Treffer gefunden für: Führen


77 indirekte Treffer gefunden für: Führen

Deutsch Türkisch
Führen durch Vorbild {sub} {n} örnek olarak yönlendirme
führen oder geführt werden {v} yönetmek veya yönetilmek
führen, schlecht~ kötü yönetmek
Führen Sie Seide? ipek satıyor musunuz?
führend {adj} [leitend] baştaki
führend {adj} [richtungsweisend] öncü
führend {adj} ileri gelen
führend [anleitend] idareci
führend sein {v} öncü olmak
führend sein auf einem Gebiet {v} bir dalda öncü olmak
führende yöneten
führende Aktie {sub} {f} ileri gelen hisse senedi
führende Aktien {sub} {pl} ileri gelen hisse senetleri
führende Bank {sub} {f} ileri gelen banka
führende Banken {sub} {pl} ileri gelen bankalar
führende europäische Bank {sub} {f} başta gelen Avrupa bankası
führende Geschäftsleute {sub} {pl} ileri gelen tüccarlar
führende Gesellschaft {sub} {f} ileri gelen işletme
führende Gesellschaften {sub} {pl} ileri gelen işletmeler
führende Industriewerte {sub} {pl} ileri gelen endüstri değerleri
führende Konsortialbank [Wirtschaft] yönetici konsorsiyum bankası
führende Kopf {sub} {m} baş yönetici
führende Leerzeichen {sub} {n} önündeki boşluk
führende Marke {sub} {f} önde gelen marka
führende Null {sub} {f} önündeki sıfır
führende Nullen {sub} {pl} önündeki sıfırlar
führende Person {sub} {f} idareci kişi
führende Rolle {sub} {f} baş rol
führende Technologie {sub} {f} ileri teknik
die Führenden {sub} {pl} öncüler
der Führender {sub} {m} öncü
führender Aktionär {sub} {m} önde gelen hisse sahibi
führender Artikel {sub} {m} öncelikli eşya
führender Bereich {sub} {m} önde gelen bölüm
führender Hersteller {sub} {m} önde gelen imalatçı
führender Industrieller {sub} {m} önde gelen sanayici
führender Industriewert {sub} {m} başı çeken endüstri değeri
führender Investor {sub} {m} önde gelen yatırımcı
führender Kopf {sub} {m} önde gelen kişi
führender Preis {sub} {m} öncelikli fiyat
führender Spezialist {sub} {m} önde gelen uzman
führender Versicherer {sub} {m} önde gelen sigortacı
führender Wert {sub} {m} önde gelen değer
führender Zweig {sub} {m} başı çeken branş
führendes Argument {sub} {n} öncelikli argüman
führendes Erzeugnis {sub} {n} önde gelen ürün
führendes Fachzentrum {sub} {n} önde gelen ihtisas merkezi
führendes Haus {sub} {n} önde gelen şirket
führendes Haus {sub} {n} önder şirket
führendes Komma {sub} {n} öndeki virgül
führendes Personal {sub} {n} başı çeken personel
Abfahrt beschleunigt herbeiführen {v} hızlandırılmış kalkış gerçekleştirmek
abführen {v} [Abwasser] yönlendirmek
abführen {v} [Dampf] nakletmek
abführen {v} [Abwasser] iletmek
abführen {v} [führte ab, hat abgeführt] götürmek
abführen {v} [führte ab, hat abgeführt] sevk etmek
abführen {v} [Wärme] nakletmek
Abgabe auf Ausfuhren {sub} {f} ihracatlara vergi
Abiturprüfung durchführen {v} lise bitirme imtihanı yapmak
Abschöpfungsbeitrag auf Agrareinfuhren {sub} {m} zirai mamullere konulan harç payı
abwärts führen felakete sürüklemek
abwärts führen {v} felakete sürüklemek
Akten führen {sub} {f} dosya tutmak
Aktie an der Börse einführen {sub} {f} hisse senedini borsada satışa çıkarmak
Aktien an Börse einführen hisse senetlerini piyasaya sürmek
am Lager führen {v} depoda bulundurmak
Amt führen {sub} {n} memuriyette bulunmak
an das Finanzamt abführen vergi dairesine göndermek
an der Nase herumführen {v} [jemanden täuschen, hereinlegen] birini aldatmak
anführen {v} [führte an, hat angeführt] alıntı yapmak
anführen {v} [führte an, hat angeführt] anmak
anführen {v} [führte an, hat angeführt] başı çekmek
anführen {v} [führte an, hat angeführt] başında bulunmak
anführen {v} [führte an, hat angeführt] başını çekmek
anführen {v} [führte an, hat angeführt] faka bastırmak
anführen {v} [führte an, hat angeführt] idare etmek
0.005s