9 direkte Treffer gefunden für: önder


60 indirekte Treffer gefunden für: önder

Deutsch Türkisch
anführen {v} [führte an, hat angeführt] önderlik etmek
anführerlos {adj} öndersiz
den Vorsprung verlieren önderliği kaybetmek
die Führung verteidigen {v} önderliği korumak
die Führung übernehmen {v} önderliği ele almak
federführende Bank önder banka
die Federführung {sub} {f} önderlik
führendes Haus {sub} {n} önder şirket
führendes Produkt {sub} {n} önder ürün
führendes Unternehmen {sub} {n} önder işletme
führendes Wissenschaftszentrum {sub} {n} önder bilim merkezi
die Führereigenschaft {sub} {f} önderlik özelliği
die Führereigenschaften {sub} {pl} önderlik özellikleri
die Führung {sub} {f} önderlik
führunglos {adj} öndersiz
der Führungsanspruch {sub} {m} önderlik hakkı
die Führungsgrundsätze {sub} {pl} önderlik davranışının temel ilkeleri
der Führungshubschrauber {sub} {m} önder helikopter
die Führungskonzeption {sub} {f} önderlik tasarımı
führungslos {adj} öndersiz
die Führungsmacht {sub} {f} önder ülke
die Führungsmodelle {sub} {pl} [Soziologisch] önderlik modelleri
die Führungsnation {sub} {f} önder millet
Führungsrolle wahrnehmen {sub} {f} önder rolünü kabullenmek
die Führungsschicht {sub} {f} önder tabaka
der Führungsspieler {sub} {m} önder oyuncular
der Führungsturm {sub} {m} önder komando ekibi
Kampf um die Vorherrschaft {sub} {m} önderlik mücadelesi
leiten {v} önderlik etmek
die Leitklasse {sub} {f} önder sınıf
der Macker {sub} {m} [(salopp) Anführer, Macher] önder, önayak olan
die Mentoren {sub} {pl} önderler
der Stab {sub} {m} [Führungsgruppe] önderler
zum Anführer geschaffen sein {v} önderliğe elverişli olmak
zum Anführer wählen {v} önder seçmek
der Blonder {sub} {m} sarışın
der Bonder {sub} {m} [Gerät zum Aufbringen von Chips auf einen Träger] takma aleti
charismatischer Anführer {sub} {m} karizmatik önder
ein Blonder sarışın biri
der Fahnenstab {sub} {m} gönder
der Flaggenstab {sub} {m} gönder
der Flaggenstock {sub} {m} gönder
geborene Führerin {sub} {f} [weiblich] doğal önder
der Hypochonder {sub} {m} [psychologisch] evhamlı
der Hypochonder {sub} {m} [psychologisch] kuruntulu
der Hypochonder {sub} {m} [psychologisch] vehimli
inspirierendes Vorbild {sub} {n} ilham verici önder
lokale Führerin {sub} {f} [weiblich] yerel önder
lokaler Führer {sub} {m} yerel önder
der Satellitentransponder {sub} {m} uydu sinyali iletici
Senden an [Computer] gönder
sonder [Präfix] ... olmadan
sonder [Präfix] ... olmaksızın
sonder [Präfix] ...siz
sonder [Präfix] ...sız
sonder [Präfix] hususi
sonder [Präfix] özel
die Spiere {sub} {f} [Verkehr] gönder
unzuverlässiger Anführer {sub} {m} güvenilmez önder
der Transponder {sub} {m} sinyal iletici [sinyalleri belirli bir frekansa yükseltip iletilmesinde kullanılır]
0.004s