11 direkte Treffer gefunden für: önde


77 indirekte Treffer gefunden für: önde

Deutsch Türkisch
an der Spitze stehen {v} önde gelmek
anführen {v} [führte an, hat angeführt] önderlik etmek
der Anführer {sub} {m} önder
die Anführerin {sub} {f} [weiblich] önder
anführerlos {adj} öndersiz
Ansicht von vorn {sub} {f} önden görünüş
der Aufriss {sub} {m} [Vorderansicht] önden görünüş çizimi
die Aufrissansicht {sub} {f} önden görünüş çizimi
der Aufrissentwurf {sub} {m} önden görünüş taslağı
der Beifahrer {sub} {m} önde oturan
Beleuchtung von vorne {sub} {f} önden ışıklandırma
den Vorsprung verlieren önderliği kaybetmek
die Führung verteidigen {v} önderliği korumak
die Führung übernehmen {v} önderliği ele almak
distanzieren {v} [Sport: ich distanzierte, ich habe distanziert] önde gitmek
das Doppelgelenk {sub} {n} önden tahrik universal contası
es wagen voranzugehen önden gitme cüretini göstermek
federführen {v} önde götürmek
federführend {adj} önde gelen
federführend {adj} önder
federführende Bank önder banka
die Federführung {sub} {f} önderlik
frontal {adj} önden
frontal zusammenstoßen {v} önden çarpışmış
der Frontalangriff {sub} {m} önden saldırı
der Frontalaufprall {sub} {m} önden çarpışma
der Frontalcrash {sub} {m} önden çarpışma
der Frontaldruck {sub} {m} önden basınç
die Frontanbindung {sub} {f} önden bağlantı
der Frontantrieb {sub} {m} önden tahrik
frontbündig {adj} önden aynı hizada
frontbündige ausstellungsflächen {sub} {pl} önden aynı hizada sergi yerleri
der Frontlader {sub} {m} önden yükleyici
der Frontregen {sub} {m} önden yağmur
der Frontschutzbügel {sub} {m} [am Geländerwagen] önde metal koruma köprüsü
führende Marke {sub} {f} önde gelen marka
führender Aktionär {sub} {m} önde gelen hisse sahibi
führender Bereich {sub} {m} önde gelen bölüm
führender Hersteller {sub} {m} önde gelen imalatçı
führender Industrieller {sub} {m} önde gelen sanayici
führender Investor {sub} {m} önde gelen yatırımcı
führender Kopf {sub} {m} önde gelen kişi
führender Spezialist {sub} {m} önde gelen uzman
führender Versicherer {sub} {m} önde gelen sigortacı
führender Wert {sub} {m} önde gelen değer
führendes Erzeugnis {sub} {n} önde gelen ürün
führendes Fachzentrum {sub} {n} önde gelen ihtisas merkezi
führendes Haus {sub} {n} önde gelen şirket
führendes Haus {sub} {n} önder şirket
führendes Komma {sub} {n} öndeki virgül
führendes Produkt {sub} {n} önder ürün
abnehmbare Halterung für Sonde {sub} {f} sökülebilen sonda askısı
die Abwurfsonde {sub} {f} hava durumu tespiti için uçaktan atılan sonda
die Akustiksonde {sub} {f} akustik sonda
allen voraus herkesten önde
die Ballonsonde {sub} {f} gözlem balonu
die Ballonsonde {sub} {f} rasat balonu
die Biopsiesonde {sub} {f} [Med.] biyopsi sondajı
die Blasensonde {sub} {f} mesane sondası
die Blonde {sub} {f} [Blondine] sarışın
die Blonde {sub} {f} ipek dantel
die Blonde {sub} {pl} sarışınlar
die Darmsonde {sub} {f} bağırsak sondası
die Dauersonde {sub} {f} daimi sondaj
die Dehnsonde {sub} {f} genleşen sonda
die Demimonde {sub} {f} dıştan kibar
die Demimonde {sub} {f} fena
die Demimonde {sub} {f} kötü şöhretli
den anderen voraus {v} başkasına göre önde
der Zeit voraus zamana göre daha önde
die Drucksonde {sub} {f} basınç detektörü
die Duodenalsonde {sub} {f} duodenal sonda
ein Schritt voraus bir adım önde
einstellbare Sonde {sub} {f} akord sondajı
entgegengerichtetes karşı yönde
die Entnahmesonde {sub} {f} çıkış sondajı
die Erdölsonde {sub} {f} petrol sondası
0.006s