34 direkte Treffer gefunden für: ağır


75 indirekte Treffer gefunden für: ağır

Deutsch Türkisch
abgehackt [reden] ağır dilli
Absatteln der Gewichte {v} [Technik] ağırlıkların silindirlerden alınması
absattelnd ağırlığı alınan
abschuften {v} [schuftete ab, hat abgeschuftet] ağır işte çalışmak
abschuftend ağır işte çalışan
die Achsentlastung {sub} {f} ağırlık transferi
ackern {v} {ugs.} ağır yapmak
ackern {v} {ugs.} ağır çalışmak
adagio [Müzik] ağır ağır
die Aggravatio {sub} {f} ağırlaştırma
die Aggravation {sub} {f} ağırlaşma
die Agyrie {sub} {f} agiri
der Alpdruck {sub} {m} ağırlık
an etwas Gewicht legen {v} ağırlık vermek
andante {adv} [Musik] ağır ağır
angehen {v} [ging an, ist angegangen] ağırlaşmak
ankommen {v} [kam an, ist angekommen] ağır gelmek
anschießen {v} {ugs.} [in übler Weise kritisieren] ağır eleştirmek
anspazieren {v} [in gemütlichem Tempo herankommen] ağır ağır yürüyerek gelmek
anstrengende und gefährliche Arbeiten ağır ve tehlikeli işler
arbeiten wie ein Kümmeltürke {v} [im übertragenen Sinne] ağır işte çalışmak
arge Enttäuschung {sub} {f} ağır hayal kırıklığı
arger Fehler {sub} {m} ağır hata
asten {v} ağır bir şeyi taşımak
die Atropinisierung {sub} {f} ağır zehirlenme
auf den Schwerpunkt bezogen ağırlık noktasına bağlı
auf eine harte Probe gestellt werden {v} ağır bir denemeye alınmış olmak
auf eine harte Probe stellen {v} ağır bir deneme altına koymak
auflasten {v} ağırlatmak
auftreten {v} [trat auf, hat aufgetreten] ağırbaşlı davranmak
die Ausgleichsabgabe {sub} {f} [Schwerbehindertengesetz] ağır engelliler yasasına göre bir yerinin özürlü çalıştırmaması halinde gerekli ödeme
ausschlaggebend {adj} ağır basan
Ausschuss "Betreuung von Schwerkranken" {sub} {m} ağır hastalara bakım komitesi
das Äthylen {sub} {n} ağır hidrokarbon gazı
der Baggerfahrer {sub} {m} ağır makinası operatörü
der Ballast {sub} {m} ağırlık
die Barysphäre {sub} {f} ağırküre
Bauweise, massive- {sub} {f} ağır bina yapımı
Bedingungen, härteste - {sub} {pl} ağır şartlar
begriffsstutzig {adj} ağır anlayışlı
beherbergen {v} [beherbergte, hat beherbergt] ağırlamak
die Beherbergung {sub} {f} ağırlama
die Belastung {sub} {f} ağırlık
Bescheinigung des Gewichts {sub} {f} ağırlığın onayı
die Beschwerde {sub} {f} ağırlık
das Beschweren {sub} {n} ağırlık verme
beschweren {v} [beschwerte, habe beschwert] ağırlık vermek
beschwerend {adj} ağırlık veren
beschwerende Maßnahme {sub} {f} ağırlık veren önlem
die Beschwernis {sub} {f} ağırlık
die Beschwerung {sub} {f} ağırlık verme
am taubsten {adj} en sağır
Auf dem Ohr bin ich taub o kulağım sağır
auf einem Ohr taub bir kulağı sağır
der Backstein {sub} {m} kagir
begriffsstutzig {adj} anlayışı ağır
beidseitige Taubheit {sub} {f} iki kulağıda sağır
bleiern {adj} {ugs.} kurşun gibi ağır
blindtaub {adj} kör ve sağır
die Blindtauberin {sub} {f} [weiblich] kör ve sağır
die Brust {sub} {f} bağır
der Busen {sub} {m} bağır
das Eingeweide {sub} {n} bağır
ganz langsam {adj} ağır ağır
gehörlos [Taub] sağır
gewichtiger {adj} daha ağır
gewichtigste {adj} en ağır
kopflastig {adj} ön tarafı fazla ağır
Luftfahrzeug schwerer als Luft {sub} {n} hava aracı havadan ağır
massiver {adj} daha ağır
massivste {adj} en ağır
minderschwer {adj} az ağır
der Satteldruck {sub} {m} yağır
schleppend {adj} [auch figürlich] çok ağır
schwerer als Luft havadan ağır
0.006s