7 direkte Treffer gefunden für: isler


77 indirekte Treffer gefunden für: isler

Deutsch Türkisch
abgerichtet {ugs.} işleri yoluna koymuş
abrichten {v} [richtete ab, hat abgerichtet] işleri tıkırına sokmak
abrichten {v} [richtete ab, hat abgerichtet] işleri yoluna koymak
die Absatzflaute {sub} {f} işlerin kesat olması
Abwicklung der Geschäfte {sub} {f} işleri halletme
abwärts gehen işleri bozulmak
abwärts gehen {v} {ugs.} işleri bozulmak
Arbeiten nach außerhalb vergeben işleri dışarı vermek
aufschließen {v} [schloss auf, hat aufgeschlossen] işler hale getirmek
beschicken {v} [beschickte, hat beschickt] işleri rayına sokmak
beschicken {v} [beschickte, hat beschickt] işleri yoluna koymak
der Betrieb {sub} {m} işler durumda
daniederliegen {v} [Handel] işler kesat gitmek
darniederliegen {v} işler durumda olmamak
das Blatt hat sich gewendet işler değişti
der Karren steckt ganz schön tief im Dreck {ugs.} işler bayağı sarpa sardı
die Dinge wieder ins Lot bringen {v} işleri tekrar yoluna koymak
die Wege ebnen {v} {ugs.} işleri kolaylaştırmak
Dinge laufen lassen {sub} {f} işleri oluruna bırakmak
Dinge schleifen lassen işleri gecikirmek
Dinge schwieriger machen işleri zorlaştirmak
die Eigengeschäftsführung {sub} {f} işlerin şahsi idaresi
Einstufung von Tätigkeiten {sub} {f} işleri sınıflandırma
etwas bleib an jemandem hängen {v} işlerin birinin başına kalması
flott machen {v} işleri yoluna koymak
flottmachen {v} [umgangspsrachlich] işleri yoluna koymak
funktionierend {adj} işler durumda
funktionsfähig {adj} işler durumda
funktionsfähig {adj} işler vaziyette
die Funktionsfähigkeit {sub} {f} işlerlik
die Funktionstüchtigkeit {sub} {f} işlerlik
Führung der Geschäfte {sub} {f} işleri yönetme
Geschäfte ausführen {v} işleri yürütmek
Geschäfte durchführen {v} işler yapmak
Geschäfte führen {v} işleri yönetmek
Geschäfte gehen gut {sub} {pl} işler iyi gidiyor
Geschäfte in Schwung bringen {sub} {pl} işleri canlandırmak
Geschäfte leiten {v} işleri yönetmek
Geschäfte tätigen {v} işler yapmak
Geschäfte weiterführen {v} işleri devam ettirmek
Geschäfte wiederbeleben {v} işleri tekrar canlandırmak
geschäftlich erfolgreich sein {v} işlerinde başarılı olmak
die Geschäftsführung {sub} {f} işlerin yönetilmesi
gut laufen {v} işler tıkırında olmak
die Hochsaison {sub} {f} işlerin en yoğun olduğu sezon
ich goss die Sahne in die Soße [umgangsprachlich] işleri karman çorman ettim
im Einsatz işler vaziyette
im Einsatz erprobt işler vaziyette denenmiş
im Einsatz sein {v} işler vaziyette olmak
in Betrieb setzen {v} işler hale getirmek
in Butter sein {v} {ugs.} işler yolunda gitmek
die Abhebungen {sub} {pl} yükselişler
das Abrasionsgebiss {sub} {n} aşımış dişler
die Abstiege {sub} {pl} inişler
die Abszissen {sub} {pl} apsisler
die Abzisse {sub} {pl} absisler
Achterbahnfahrt der Gefühle {sub} {f} inişli çıkışlı hisler
die Hadithe {sub} {pl} [aussprüche des islamischen Propheten] hadisler [peygamberin sözleri]
die Ahnungen {sub} {pl} sezişler
die Akrylzähne {sub} {pl} akrilik dişler
alle Aufträge, die Sie uns erteilen bize verdiğiniz tüm siparişler
alle Aufträge, die wir buchen dürfen {sub} {pl} hesabe geçirebileceğimiz tüm siparişler
alle Aufträge, die wir erhalten aldığımız tüm siparişler
alle Dienste {sub} {pl} bütüm servisler
alle eingegangenen Aufträge {sub} {pl} tüm gelen siparişler
alle erteilten Aufträge {sub} {pl} tüm verilen siparişler
alle uns anvertrauten Aufträge {sub} {pl} bize teslim edilen tüm siparişler
das Allotria {sub} {n} aykırı işler
die Amtsgeschäfte {sub} {pl} resmi işler
die Analogeingänge {sub} {pl} örneksel girişler
angebotene Dienste {sub} {pl} teklif edilen servisler
angebotene Dienstleistungen {sub} {pl} teklif edilen servisler
die Ankünfte {sub} {pl} gelişler
die Anlagen {sub} {pl} tesisler
Anlagen im Bau inşa halindeki tesisler
die Anmärsche {sub} {pl} ilerleyişler
anstrengende und gefährliche Arbeiten ağır ve tehlikeli işler
0.005s