bestrebt zu gehen
|
gitmek için çaba sarfediyor
|
|
Er ist im Zweifel, ob er gehen soll
|
gitmekte kararsız
|
|
er muss gehen
|
gitmek zorunda
|
|
es steht Ihnen frei zu gehen
|
gitmekte serbestsiniz
|
|
fortmüssen
{v}
|
gitmek zorunda olmak
|
|
gehen müssen
{v}
|
gitmek zorunda olmak
|
|
hinmüssen
{v}
|
gitmek zorunda olmak
|
|
ich war gerade dabei zu gehen
|
gitmek için yola koyulmuştum
|
|
im Fortgehen begriffen
|
gitmek üzere olan
|
|
losmüssen
{v}
|
gitmek zorunda olmak
|
|
mitgeben
{v}
[gab mit, hat mitgegeben]
|
gitmekte olan birine beraberin de götürmesi için bir şey vermek
|
|
muss fort
|
gitmek zorundayım
|
|
Musst du gehen?
|
gitmek zorunda mısın?
|
|
Musst du gehen?
|
gitmek mecburiyetinde misin?
|
|
sesshaft
{adj}
{ugs.}
|
gitmek bilmeyen konuk
|
|
wegmüssen
{v}
[musste weg, hat weggemusst]
|
gitmek zorunda olmak
|
|
wegwollen
{v}
|
gitmek istemek
|
|
wir waren dabei wegzugehen
|
gitmek üzereydik
|
|
wir wollen gehen!
|
gitmek istiyoruz!
|
|
abblitzen
{v}
|
işi bitirmeden çekip gitmek
|
|
abbrausen
{v}
[brauste ab, hat abgebraust]
|
kaçıp gitmek
|
|
abbrausen
{v}
{ugs.}
[brauste ab, hat abgebraust]
|
gürültülü bit şekilde hızla gitmek
|
|
abdampfen
{v}
{ugs.}
[Person]
|
çekip gitmek
|
|
abduften
{v}
{ugs.}
[duftete ab, hat abgeduftet]
|
terkedip gitmek
|
|
Abendunterricht besuchen
{v}
|
akşam dersine gitmek
|
|
abfahren nach
{v}
|
…istikametine gitmek
|
|
abfliegen
{v}
|
uçup gitmek
|
|
abfließen
{v}
[floss ab, ist abgeflossen]
|
akıb gitmek
|
|
abfließen
{v}
[Geld: floss ab, ist abgeflossen]
|
yurdışına gitmek
|
|
abgießen
{v}
[goss ab, hat abgegossen]
|
ergitmek
|
|
abhanden kommen
{v}
|
kaybolup gitmek
|
|
abhauen
{v}
{ugs.}
|
defolup gitmek
|
|
abhauen
{v}
{ugs.}
|
çekip gitmek
|
|
abkürzen
{v}
[Weg]
|
kestirmeden gitmek
|
|
ablaufen
{v}
[Wasser: lief ab, ist abgelaufen]
|
akıp gitmek
|
|
abnippeln
{v}
{ugs.}
[sterben, Löffel abgeben]
|
ölüp gitmek
|
|
abperlen
{v}
[Flüssigkeit: perlte ab, hat abgeperlt]
|
ıslatmadan akıp gitmek
|
|
abrauschen
{v}
[rauschte ab, hat abgerauscht]
|
hışır hışır ses çıkararak gitmek
|
|
abreisen nach
{v}
|
…a gitmek
|
|
abreisen nach
{v}
|
…e gitmek
|
|
abrichten
{v}
[Tier: richtete ab, hat abgerichtet]
|
eğitmek
|
|
abschreiten
{v}
[schritt ab, ist abgeschritten]
|
sert adımlarla çekip gitmek
|
|
abschwirren
{v}
[schwirrte ab, ist abgeschwirrt]
|
ayrılıp gitmek
|
|
absegeln
{v}
[segelte ab, hat abgesegelt]
|
yelkenli ile açılıp gitmek
|
|
abstreichen
{v}
[Vogel]
|
uçup gitmek
|
|