9 direkte Treffer gefunden für: eins


76 indirekte Treffer gefunden für: eins

Deutsch Türkisch
einschwemmen {v} içine sıvı akıtmak
eins auf den Deckel bekommen {ugs.} ağır şekilde azarlanmak
eins auf die Finger kriegen {ugs.} papara yemek
eins auf die Nase kriegen {ugs.} ağır azar işitmek
eins auf die Nase kriegen, bekommen {ugs.} sert azar işitmek
eins aufs Dach bekommen {ugs.} ağır azar işitmek
eins aufs Dach kriegen ağır azar işitmek
eins aufs Dach kriegen, bekommen {ugs.} sert azar işitmek
eins aufs... bekommen {v} papara yemek
eins draufbekommen {v} {ugs.} tekrar papara yemek
eins draufkriegen {v} {ugs.} yine papara yemek
eins draufsetzen {v} {ugs.} tekrar üstüne koymak
eins nach dem anderen birbiri ardına
eins nach dem anderen peşi sıra
eins nach dem anderen teker teker
eins plus {sub} {f} [hervorragend] pekiyiden daha iyi
eins sein {v} birlik olmak
eins trinken (içki) tek atmak
eins um andere birer birer
eins um andere değişe değişe
eins um andere nöbetleşe
eins werden {v} birleşmek
eins werden {v} bütünlük teşkil etmek
eins zu eins bir bir
Eins zu null für dich! 1e sıfır senin lehine
eins zwei drei vier fünf bir iki üç dört beş
eins über den schädel ziehen {ugs.} başına bir şamar indirmek
die Eins-a-Lage {sub} {f} {ugs.} muazzam mekân
die Eins-gegen-Eins-Situation {sub} {f} bire bir durum
die Einsaat {sub} {f} tohum
die Einsaat {sub} {f} tohum ekme
der Einsackapparat {sub} {m} tohum ekme aleti
das Einsacken {sub} {n} çuvallama
einsacken {v} çuvala doldurmak
der Einsacker {sub} {m} çuvala doldurucu
die Einsackmaschine {sub} {f} çuval doldurma makinesi
der Einsacktrichter {sub} {m} çuvala doldurma hunisi
die Einsackvorrichtung {sub} {f} çuvallama düzeni
der Einsafter {sub} {m} su çıkarıcı
einsagen {v} (birinin) kulağına fısıldamak
einsagen {v} [Theater] sufle etmek
einsagen {v} yavaşça kulağına söylemek
der Einsager {sub} {m} [Theater] suflör
die Einsagerin {sub} {f} [Theater] bayan suflör
einsaitig {adj} [Musik] tek telli
einsalben {v} (krem ) yedirmek
einsalben {v} (krem, merhem, yağ) sürmek
die Einsalbung {sub} {f} kremleme
das Einsalzen {sub} {n} tuzlu suya yatırma
einsalzen {v} salamuraya yatırmak
einsalzen {v} tuzlamak
Abziehen des Weins {sub} {n} şarap çekme
Alarmstufe eins {sub} {f} bir dereceli alarm
an beiden Ufern des Rheins Ren Nehrinin her iki kıyısında
auf der anderen Seite des Rheins Ren nehrinin karşı tarafında
Auflösung des Vereins {sub} {f} derneğin feshedilmesi
Ausbildung des Gesteins {sub} {f} kaya teşekkülü
Ausgangssignal Eins {sub} {n} çıkış sinyalı bir
Ausstellung eines Führerscheins {sub} {f} ehliyet verme
Beschlagnahme des Führerscheins {sub} {f} sürücü belgesine elkoyma
das ist mir eins bence hepsi aynı
Daseins [des~] var olmanın
deins senin
die Doppeleins {sub} {f} bir bir
die Doppeleins {sub} {f} hepyek
Eine Eins bire bir
einhundertundeins yüzbinbir
einmal eins kerat
das Einmaleins {sub} {n} kerat cetveli
das Einmaleins {sub} {n} çarpım tablosu
das Einmaleins {sub} {n} {ugs.} bir alanın düsturları
das Einmaleins {sub} {n} {ugs.} ana konuları
das Einmaleins {sub} {n} {ugs.} temel bilgileri
Entfärbung des Kesselsteins {sub} {f} kazan taşını izale etme
es steht eins zu eins [Sport] durum bir bir
ewig eins ebedi bir
0.005s