9 direkte Treffer gefunden für: zam


77 indirekte Treffer gefunden für: zam

Deutsch Türkisch
der Abbauwert {sub} {m} zamana bağlı olarak değişen kandaki şeker miktarı
Abbrechen des Wählvorgangs wegen Zeitüberschreitung zaman aşımı nedeniyle numara çevirmeyi durdurma
abbrummen {v} [brummte ab, hat abgebrummt] zaman geçirmek
abgefahren sein {v} {ugs.} zamanı geçmiş olmak
abgelaufen {adj} zamanı geçen
abkömmlich {adj} zamanı olma
abkömmlich sein {v} zamanı olmak
Ablauf der Zeitspanne {sub} {m} zaman diliminin dolması
Ableitung nach der Zeit {sub} {f} zaman içinde çekilme
Abrechnung nach Zeit {sub} {f} zamana göre hesaplama
Abrechnung nach Zeitaufwand {sub} {f} zaman sarfiyatına göre hesaplama
abwarten {v} [wartete ab, hat abgewartet] zaman kollamak
Akazie (Gummi~) {sub} {f} [Acacia senegal, Mimosa senegal] Zamkakasyası, Arap Zamkı
aktive zeitweilig getrennte Gebiete {sub} {pl} zaman zaman ayrılan aktif bölgeler
die Aliquotierung {sub} {f} zaman dilimine göre ücret ödenmesi
der Aliquotierungsfaktor {sub} {m} zaman dilimine göre ücret ödeme faktörü
allmählich {adj} zaman geçtikçe
als die Zeit heranrückte zaman yaklaştığında
am Anfang der Zeit zamanın başında
am Ende des Zeitabschnitts zaman diliminin sonunda
An die Zeit anpassen {v} zamana uymak
anberaumen {v} [Zeit] zaman vermek
die Anberaumung {sub} {f} zamanini belirleme
die Anberaumung {sub} {f} zamanını tespit etme
Andienung der fälligen Miete {sub} {f} zamanı gelen kirayı ödeme
Anfang der Verjährung [Rechtswissenschaft] zaman aşımı başlangıcı
Anfang der Verjährung zaman aşımı başlangıcı
angeklebt zamklanmış
Anleihe mit vorzeitigem Rückgaberecht {sub} {f} zamanından önce geri verme hakkı olan tahvil
Annahme der Zeit {sub} {f} zamanı tahmin etme
die Arbeitsstudie {sub} {f} zaman ve hareket etüdü
asynchron {adj} zaman uyumsuz
der Asynchroncomputer {sub} {m} zaman uyumsuz bilgisayar
die Asynchronie {sub} {f} zaman uyumsuzluk
auf der Höhe der, seiner Zeit sein, stehen zamanının zirvesinde olmak
auf der Höhe der Zeit zamanın zirvesinde
auf die Dauer zamanla
auf Zeit beschränktes Patent zaman ile sınırlanmış patent
Aufhebung der Verjährung {sub} {f} zaman aşımının kaldırılması
die Aufpreise {sub} {pl} zamlar
der Aufschub {sub} {m} zaman
Aufteilung der Zeit {sub} {f} zamanı paylaşma
aufwändig {adj} zaman alan
aus Zeitmangel zaman yetersizliğinden dolayı
ausweichen um Zeit zu gewinnen {v} zaman kazanmak için kaçınmak
die Befristung {sub} {f} zamanı sınırlama
bekleistern {v} [bekleisterte, hat bekleistert] zamk sürmek
bestreichen {v} [bestrich, hat bestrichen] zamklamak
billige Zeitkarte {sub} {f} zamanlı ucuz kart
der Bock {sub} {m} {ugs.} zampara
der Bocksdorn {sub} {m} zamk
die Anordnung {sub} {f} nizam
der Anschluss {sub} {m} munzam
der Aussatz {sub} {m} zam
bedeutend {adj} muazzam
bedeutend [großartig] muazzam
besonders hervorragend {adj} çok muazzam
die Bindung {sub} {f} ilzam
das ist Spitze {ugs.} bu çok muazzam
die Dienstzulage {sub} {f} hizmete bağlı zam
eben {adj} muntazam
echt geil {ugs.} çok muazzam
einfach wunderbar sadece muazzam
enorm {adj} [sehr groß] muazzam
es ist bis ins letzte Detail perfekt en ince detayına kadar muntazam
die Folge {sub} {f} munzam
die Formation {sub} {f} nizam
formidabel {adj} muazzam
ganz hervorragend {adj} çok muazzam
die Gebührenerhöhung {sub} {f} harçlara zam
die Gehaltsaufbesserung {sub} {f} maaşa yapılan zam
die Gesetzmäßigkeit {sub} {f} nizam
gewaltig {adv} muazzam
gleichmäßig {adj} muntazam
grandios {adj} muazzam
groß {adj} muazzam
großherrlich {adj} muazzam
0.005s