abgelten
{v}
[Geld: galt ab, hat abgegolten]
|
hakkını ödemek
|
|
abgeltend
{adj}
|
hakkı ödenen
|
|
die
Abtretung
{sub}
{f}
[Juristisch]
|
hakkından vazgeçme
|
|
der
Abtretender
{sub}
{m}
|
hakkını çüncü şahsa devereden
|
|
Abtretung eines Anrechts
{sub}
{f}
|
hakkından vazgeçme
|
|
das
Anrecht
{sub}
{n}
|
hakkı olma
|
|
Anspruch abtreten
{v}
|
hakkından feragat etmek
|
|
Anspruch anerkennen
{v}
|
hakkını tanımak
|
|
Anspruch anmelden
{v}
|
hakkını talep etmek
|
|
Anspruch aufgeben
{v}
|
hakkından vazgeçmek
|
|
Anspruch aufrechterhalten
{v}
|
hakkında ısrar etmek
|
|
Anspruch befriedigen
{v}
|
hakkını vermek
|
|
Anspruch begründen
{v}
|
hakkını ispatlamak
|
|
Anspruch durchsetzen
{v}
|
hakkını almak
|
|
Anspruch einreichen
{v}
|
hakkını talep etmek
|
|
Anspruch erfüllen
{v}
|
hakkı ifa etmek
|
|
Anspruch erfüllen
{v}
|
hakkı yerine getirmek
|
|
Anspruch fallenlassen
{v}
|
hakkından vazgeçmek
|
|
Anspruch geltend machen
{v}
|
hakkını talep etmek
|
|
Anspruch haben
{v}
|
hakkı olmak
|
|
die
Anspruchsbefriedigung
{sub}
{f}
|
hakkı verme
|
|
die
Anspruchsverjährung
{sub}
{f}
|
hakkın zaman aşımı
|
|
das
Anwesenheitsgeld
{sub}
{n}
|
hakkıhuzur
|
|
auf der Seite des Rechts
|
hakkın yanında
|
|
Sache, auf die er Anspruch hat
{sub}
{f}
|
hakkı olan şey
|
|
auf sein Recht pochen
{v}
|
hakkında ısrar etmek
|
|
auf sein Recht verzichten
{v}
|
hakkından feragat etmek
|
|
Ausschlagung eines Rechtes
{sub}
{f}
[Rechtswissenschaft]
|
hakkından cayma
|
|
beanspruchen
{v}
|
hakkı olmak
|
|
beanspruchend
{adj}
|
hakkı olan
|
|
belehren
{v}
[belehrte, hat belehrt]
|
hakkı ihtar etmek
|
|
die
Belehrung
{sub}
{f}
|
hakkı ihtar etme
|
|
berechtigt
{adj}
|
hakkı olan
|
|
beschwatzen
{v}
[beschwatzte, habe beschwatzt]
|
hakkında atıp tutmak
|
|
betreffend
{adj}
|
hakkında
|
|
betreffs
[Präposition]
|
hakkında
|
|
bewältigen
{v}
[Schwierigkeit: bewältigte, hat bewältigt]
|
hakkından gelmek
|
|
bzgl.
{adj}
[bezüglich]
|
hakkında
|
|
billigermaßen
{adv}
|
hakkıyla
|
|
billigerweise
{adv}
|
hakkıyla
|
|
dahin gestellt sein lassen
{v}
|
hakkında karar vermemek
|
|
darüber
{adv}
|
hakkında
|
|
davon
{adv}
|
hakkında
|
|
die
Diäten
{sub}
{pl}
[Politik]
|
hakkı huzur
|
|
die
Eigenhilfe
{sub}
{f}
|
hakkını kendisi arama
|
|
einen Anspruch befriedigen
|
hakkını vermek
|
|
einer Sache Herr werden
|
hakkından gelmek
|
|
entlohnen
{v}
|
hakkını para ile vermek
|
|
die
Entrechtung
{sub}
{f}
|
hakkını elinden alma
|
|
das
Erloschen
{sub}
{n}
[rechtswissenschaftlich]
|
hakkın düşmesi
|
|
es ging um
|
hakkındaydı
|
|
das
Abandonrecht
{sub}
{n}
|
bırakma hakkı
|
|
das
Abandonrecht
{sub}
{n}
|
terk etme hakkı
|
|
das
Abbaurecht
{sub}
{n}
[Erz]
|
işletme hakkı
|
|
das
Abdrucksrecht
{sub}
{n}
|
baskı hakkı
|
|
der
Abfindungsanspruch
{sub}
{m}
|
tazminat alma hakkı
|
|
die
Abhebungsbefugnis
{sub}
{f}
|
çekme hakkı
|
|
die
Abholberechtigung
{sub}
{f}
|
alıp götürme hakkı
|
|
abhängiger Patentanspruch
{sub}
{m}
|
bağımlı patent hakkı
|
|
das
Ablehnungsrecht
{sub}
{n}
|
ret etme hakkı
|
|
das
Ablehnungsrecht
{sub}
{n}
|
veto hakkı
|
|
das
Ablösungsrecht
{sub}
{n}
|
iştira hakkı
|
|
das
Abnahmeverweigerungsrecht
{sub}
{n}
|
kabul reddi hakkı
|
|
das
Abrufrecht
{sub}
{n}
|
çağırma hakkı
|
|
die
Abschlussfreiheit
{sub}
{f}
|
anlaşmayı imzalayıp imzalamama hakkı
|
|
absolutes Eigentumsrecht an Grundbesitz
{sub}
{n}
|
gayri menkulde mutlak mülkiyet hakkı
|
|
absolute Dateizugriffsberechtigung
{sub}
{f}
|
mutlak veri erişme hakkı
|
|
absolute Zugriffsberechtigung
{sub}
{f}
|
mutlak erişim hakkı
|
|
absolutes Eigentumsrecht
|
mutlak mülkiyet hakkı
|
|
absolutes Vorrecht
{sub}
{n}
|
mutlak öncelik hakkı
|
|
die
Abstimmungsbefugnis
{sub}
{f}
|
oylama hakkı
|
|
das
Abwendungsrecht
{sub}
{n}
|
çevirme hakkı
|
|
das
Abänderungsrecht
{sub}
{n}
|
değiştirme hakkı
|
|
der
Account
{sub}
{m}
|
giriş hakkı
|
|
das
Aktienbezugsrecht
{sub}
{n}
|
hisse senetlerine sahip olma hakkı
|
|
das
Aktienstimmrecht
{sub}
{n}
|
hissedar oy hakkı
|
|
das
Aktienverkaufsrecht
{sub}
{n}
|
hisse senedi satma hakkı
|
|