lasst Blumen sprechen!
|
güller hediye ederek hislerinizi dile getirin!
|
|
Lasst es mich so ausdrücken:
|
size şöyle söyliyeyim:
|
|
Lasst euch das eine Lehre sein!
|
bu bize bir ders olsun!
|
|
Lasst mal von euch hören!
|
kontağınızı kesmeyin!
|
|
lässt sich tun!
|
mümkündür
|
|
lässt sich tun!
|
olabilir
|
|
Lasst uns anfangen!
|
başlayalım!
|
|
Lasst uns beginnen
|
başlayalım!
|
|
Lasst uns dankbar sein!
|
minnetttar olalım!
|
|
Lasst uns etwas essen!
|
bir şeyler yiyelim!
|
|
Lasst uns jetzt gehen!
|
şimdi gidelim!
|
|
lasst uns tanzen!
|
dans edelim!
|
|
lasst leben!
|
yaşatın!
|
|
lässt ab
[er, sie, es~]
|
boşaltıyor
|
|
lässt ahnen
|
belli oluyor
|
|
lässt aus
[er, sie, es~]
|
dikkate almıyor
|
|
lässt aus
[er, sie, es~]
|
boşaltıyor
|
|
lässt aus dem Sack
[er, sie, es~]
|
baklayı ağzından çıkarıyor
|
|
lässt im Stich
[er, sie, es~]
|
mağdur bırakıyor
|
|
lässt los
[er, sie, es]
|
bırakıyor
|
|
lässt man besser sein
[das~]
|
en iyisi yapmamak
|
|
lässt mich kalt
|
bu beni kayıtsız bırakır
|
|
lässt nach
|
azalıyor
|
|
lässt nichts zu wünschen übrig
[er, sie, es~]
|
tüm beklentileri karşılıyor
|
|
lässt sich anpassen
[es~]
|
uyarlanır
|
|
lässt sich beschreiben
[es~]
|
tarif edilebilir
|
|
lässt sich besorgen
[es~]
|
temin edilebilir
|
|
lässt sich biegen
[es~]
|
bükülebilir
|
|
lässt sich dokumentieren
[es~]
|
belgelenebilir
|
|
lässt sich durchsetzen
[es~]
|
kabul ettirilebilir
|
|
lässt sich einrichten
[es~]
|
yapılması mümkün
|
|
lässt sich ertragen
[es~]
|
tarif katlanılabilir
|
|
lässt sich leicht sauber machen
[es~]
|
temizlenebilir
|
|
lässt sich nicht beschreiben
[es~]
|
tarif edilebilir
|
|
lässt sich nicht unter Kontrolle halten
[es~]
|
kontrol altında tutması mümkün değil
|
|
lässt sich nicht unterscheiden
[es~]
|
ayırt edilemez
|
|
lässt sich nieder
[er, sie, es]
|
aşağı çöküyor
|
|
lässt sich richtigstellen
[es~]
|
düzeltilebilir
|
|
lässt sich umfunktionieren
[es~]
|
işlevi değiştirilebilir
|
|
lässt sich umordnen
[es~]
|
düzeni değiştirilebilir
|
|
lässt sich verflüssigen
[es~]
|
sıvılaştırılabilir
|
|
lässt sich vergleichen mit
[es~]
|
…ile karşılaştırılabilir
|
|
lässt sich was die Qualität betrifft nicht schlagen
[es~]
|
kalite konusunda üstüne yok
|
|
lässt sich überwinden
[es~]
|
aşılabilir
|
|
lässt sich überzeugen
[es~]
|
ikna edilebilir
|
|
lässt sitzen
[er, sie, es]
|
yarı yolda bırakıyor
|
|
lässt sitzen
[er, sie, es]
|
terkediyor
|
|
lässt tief blicken
|
bundan senin ne mal olduğunu anladım
|
|
lässt verfaulen
[er, sie, es~]
|
çürümeğe bırakıyor
|
|
lässt verschiedene Deutungen zu
|
çeşitli anlamlar verilebilir
|
|
lässt zu
[er, sie, es~]
|
müsaade ediyor
|
|
abgeblasst
{adj}
|
soluk
|
|
alles, was sich tun lässt
|
yapılabilecek her şey
|
|
entlässt
[er, sie, es~]
|
tahliye ediyor
|
|
entlässt
[er, sie, es~]
|
işten çıkarıyor
|
|
erblasst
[er, sie, es~]
|
rengi soluyor
|
|
erlässt
[er, sie, es~]
|
yasa ҫıkarıyor
|
|
erlässt
[er, sie, es~]
|
affediyor
|
|
hinterlässt
[er, sie, es~]
|
bırakıyor
|
|
Mal sehen, was sich machen lässt
|
bakalım ne yapabiliriz
|
|
nachläßt
[wenn es~]
|
azalırsa
|
|
so Allah es zulässt
|
inşallah
|
|
überlässt
[er. sie, es~]
|
bırakıyor
|
|
überlässt
[er. sie, es~]
|
devrediyor
|
|
veranlasst
[er, sie, es~]
|
özendiriyor
|
|
verblasst
{adj}
|
solmuş
|
|
verblasst
[er, sie, es~]
|
soluyor
|
|
wissen, worauf man sich einlässt
{v}
|
kararının neye yol acacağını bilmek
|
|