21 direkte Treffer gefunden für: sitzen


63 indirekte Treffer gefunden für: sitzen

Deutsch Türkisch
sitzen bleiben {v} [in der Schule] sınıfta kalmak
sitzen bleiben {v} [nicht aufstehen] yerinden kalkmamak
sitzen bleiben {v} [Wirtschaft] malın elinde kalması
sitzen bleiben {v} elde kalmak
sitzen bleiben {v} evde kalmak
sitzen bleiben {v} ilerleme sağlayamamak
sitzen bleiben {v} sınıfta kalmak
sitzen bleiben {v} yerinde saymak
sitzen bleiben {v} yerinden kalkmamak
sitzen bleiben {v} çift dikiş yapmak
sitzen lassen {v} [im Stich lassen] yarı yolda ortada bırakmak
sitzen lassen {v} [Schüler] sınıfta bırakmak
sitzen lassen {v} desteğini çekmek
sitzen lassen {v} ortada bırakmak
sitzen lassen {v} sınıfta bırakmak
sitzen lassen {v} terk etmek
sitzen lassen {v} yarı yolda bırakmak
sitzen lassen {v} yüzüstü bırakmak
Sitzen Sie bequem? rahat oturuyor musunuz?
sitzenbleiben {v} [in der Schule] sınıfta kalmak
sitzenbleiben {v} [nicht aufstehen] yerinden kalkmamak
sitzenbleiben {v} [nicht verkaufen können] satılmamak
sitzenbleibend {adj} oturup kalan
der Sitzenbleiber {sub} {m} sınıfta kalan
die Sitzenbleiberin {sub} {f} [weiblich] sınıfta kalan kız
sitzend {adj} oturan
die Sitzende {sub} {f} oturan (bayan)
die Sitzende {sub} {pl} oturanlar
sitzende Arbeit {sub} {f} oturarak yapılan
sitzende Tätigkeit {sub} {f} oturarak yapılan
der Sitzender {sub} {m} oturan
sitzengelassen yarı yolda ortada bıraktı
sitzengelassen werden yarı yolda ortada bırakılmak
sitzenlassen {v} [im Stich lassen] yarı yolda ortada bırakmak
sitzenlassen {v} [Schüler] sınıfta bırakmak
sitzenlassend {adj} sınıfta bırakan
sitzenlassend {adj} yarı yolda ortada bırakan
absitzen {v} [eine Strafe ~] cezaevinde yatarak süresini doldurmak
absitzen {v} [saß ab, hat abgesessen] birinden uzakta oturmak
absitzen {v} [saß ab, hat abgesessen] cezasını doldurmak
absitzen {v} [saß ab, hat abgesessen] cezasını çekmek
absitzen {v} [saß ab, hat abgesessen] yere inmek
Aktien besitzen hisse senedine sahip olmak
Aktien besitzen {v} hisse senetleri sahibi olmak
Aktienanteile an einer Firma besitzen bir firmada hisse senedi paylarına sahip olmak
das Aktienbesitzen {sub} {n} hisse senetlerine sahip olma
Aktienmehrheit besitzen {sub} {f} hisse çoğunluğuna sahip olma
als Pfand besitzen {v} teminat olarak elde tutmak
am Drücker sitzen {v} {ugs.} [Bestimmen, was geschieht] yetkili pozisyonda olmak
am Kamin sitzen şömine başında oturmak
am Katzentisch sitzen {v} değer verilmemek
am Katzentisch sitzen {v} önemsiz bir yerde kalmak
am längeren Hebel sitzen {v} birine karşı avantajlı olmak
am längeren Hebel sitzen {v} daha çok olanaklara sahip olmak
am Steuer sitzen direksiyonda oturmak
am Tisch sitzen masada oturmak
an den Hebeln der Macht sitzen {v} nüfuzlu mevkide olmak
an der Quelle sitzen {v} kaynağın başını tutmak
an der Quelle sitzen {v} suyun başını tutmak
an jemandes Stelle sitzen {v} birinin yerinde oturmak
an der Quelle sitzen {v} kaynağın başını tutmak
an der Quelle sitzen {v} suyun başını tutmak
ansitzen {v} pusuda beklemek
0.004s