Keine direkten Treffer gefunden für: vücuda

Deutsch Türkisch

27 indirekte Treffer gefunden für: vücuda

Deutsch Türkisch
abgeklopft vücuda parmakla vurarak muayene edilmiş
anschließen {v} [schloss an, hat angeschlossen] vücuda oturmak
anstiften {v} [stiftete an, hat angestiftet] vücuda getirmek
der Antikörper {sub} {m} [Med.] vücuda giren hastalık mikroplarını zararsız kılmak için organizmanın çıkardığı madde
bilden {v} [bildete, hat gebildet] vücuda getirmek
die Blutfette {sub} {pl} vücuda kanla verilen ve içinde proteine bağlı olarak trigliserit, fosfatin kolestrin gibi bazı kimyasal maddelerden oluşan bileşimler
die Diathermie {sub} {f} vücuda elektrikle hararet verme usulü
Eau de Parfum {sub} {n} vücuda sürülen kalıcı güzel koku
das Einreibemittel {sub} {n} vücuda sürülen ilaç
enganliegend {adj} [z. B. Kleid] vücuda beraber olan
entstehen {v} vücuda gelmek
implantieren {v} [Med.] vücuda yapay ya da bir başka kişinin organını yerleştirmek
der Infiltrant {sub} {m} [Med.] vücuda giren
die Inkarnation {sub} {f} [Fleischwerdung, Menschwerdung eines göttlichen Wesens] vücuda gelme
die Inkarnation {sub} {f} [Verkörperung] vücuda getirme
inkarnieren {v} vücuda gelmek
die Intoxikation {sub} {f} [Med.] vücuda zehir girmesi
körpereigen {adj} vücuda ait
körpereigene Reize wahrnehmend vücuda ait tahrikleri hissetmek
produzieren {v} [produzierte, hat produziert] vücuda getirmek
schaffen {v} [schaffte, hat geschafft] vücuda getirmek
der Schlafdruck {sub} {m} [Regelkreis, der die Müdigkeit reguliert und körperlich bedingte Schläfrigkeit auslöst] vücuda uyku getiren faz
sitzen {v} [Kleid] vücuda iyi oturmak
somatisch {adj} [Med.] vücuda ait
der Tattookünstler {sub} {m} vücuda dövme yapıcı
die Tattookünstlerin {sub} {f} [weiblich] vücuda dövme yapıcı
tätowieren {v} vücuda dövme yapmak
0.002s