16 direkte Treffer gefunden für: kız


77 indirekte Treffer gefunden für: kız

Deutsch Türkisch
das Abblendlicht {sub} {n} kıza hüzmeli ışık
abbraten {v} [briet ab, hat abgebraten] kızartma yapmak
die Ablaufbahn {sub} {f} kızak feleği
die Ablaufbahnen {sub} {pl} kızak felekleri
die Ablaufgeschwindigkeit {sub} {f} kızaktan inme hızı
das Ablaufgewicht {sub} {n} kızaktan inme ağırlığı
Abstand Schlittentisch {sub} {m} kızaklı masa mesafesi
abärgern {v} [sich] kızmak
abärgern {v} [ärgerte ab, hat abgeärgert] kızdırmak
der Adlerbussard {sub} {m} kızıl şahin
die Aggie {sub} {f} kız (bayan) adı
aggressiv kızgın
die Agitatio {sub} {f} kızgınlık
die Agitation {sub} {f} kızgın davranış
die Agitationen {sub} {pl} kızgın davranışlar
die Algonkin {sub} {pl} [Indianerstamm] kızılderili halkı
die Alice {sub} {f} kız (bayan) adı
Alnus glutinosa [Botanik] kızılağaç
alt Jungfer kız kurusu
alte Jungfer kız kurusu
das Amelkorn {sub} {n} kızılca buğday
an den Mann bringen kızı kocaya vermek
an die Decke gehen {v} {ugs.} kızmak
an jedem Finger haben kızlar veya oğlanlar onun etrafında pervane
an Masern erkranken {v} kızamık hastalığına yakalanmak
an Masern erkrankt sein {v} kızamık hastalığına yakalanmış olmak
an Masern erkranktes Kind {sub} {n} kızamık hastalığına yakalanmış çocuk
anblitzen {v} [blitzte an, hat angeblitzt] kızgın bakmak
anblitzend {adj} kızgın bakan
die Andrea {sub} {f} kız (bayan) adı
anführen {v} [führte an, hat angeführt] kızdırmak
angefressen [ugs.: verärgert] kızgın
angepisst [vulg.] kızdırılmış
angepisst sein {v} [vulg.] kızdırılmış olmak
anhalten {v} [hielt an, hat angehalten] kıza talip olmak
der Anheizbetrieb {sub} {m} kızdırma faaliyeti
das Anheizen {sub} {n} kızdırma
anheizen {v} [Technik] kızdırmak
die Anheizlampe {sub} {f} [Technik] kızdırma lambası
die Anheizperiode {sub} {f} kızdırma periyodu
die Anheizzeit {sub} {f} kızdırma zamanı
Anlass der Verärgerung {v} kızdırmaya neden
das Anlassen {sub} {n} kızdırıp soğutmak
das Anlaufen {sub} {n} [von Metall] kızarmak
die Anneliese {sub} {f} kız (bayan) adı
anreizen {v} [reizte an, hat angereizt] kızdırmak
anschreien {v} [laut ansprechen, mit lauter Stimme zurechtweisen] kızarak bağırmak
der Anstoß {sub} {m} kızgınlık
der Arschgeige {sub} {m} [Person, auf die jemand wütend ist (oft als Schimpfwort)] kızdığı insana söylenen küfür
auf achtzig sein {v} [ugs.: wütend] kızmak
auf Aufriss aus sein kız tavlama niyetinde olmak
acht [Nummer] sekiz
die Acht {sub} {f} sekiz
die Achtundachtzig {sub} {f} seksen sekiz
die Achtunddreißig {sub} {f} otuz sekiz
die Achtundfünfzig {sub} {f} elli sekiz
die Achtundneunzig {sub} {f} doksan sekiz
die Achtundsechzig {sub} {f} atmış sekiz
die Achtundsiebzig {sub} {f} yetmiş sekiz
die Achtundvierzig {sub} {f} kırk sekiz
die Achtundzwanzig {sub} {f} yirmi sekiz
Achtzehn [Nummer] on sekiz
das Achtzehntel {sub} {n} onda sekiz
adoptierte Tochter {sub} {f} evlatlık kız
die Adoptivtochter {sub} {f} evlatlık kız
alt Jungfer kocamış kız
alte Jungfer {sub} {f} yaşlı kızoğlankız
alte Jungfer kocamış kız
das Animiermädchen {sub} {n} konsomasyon yapan kız
das Animiermädchen {sub} {n} {ugs.} konsomatris kız
das Au-pair-Mädchen {sub} {n} çocuk bakıcısı kız
aufgetakeltes Mädchen {sub} {n} süslü kız
aufreizendes Mädchen {sub} {n} baştan çıkarıcı kız
ausgelassenes Mädchen {sub} {n} çok neşeli kız
die Auszubildende {sub} {f} [Azubi] çırak kız
die Autistin {sub} {f} [weiblich] içedönük kız
die Autistin {sub} {f} [weiblich] otizimli kız
0.005s