alles geben, was man hat
|
sahip olduğunun hepsini vermek
|
|
alles, was wir haben
|
sahip olduğumuz her şey
|
|
alles, was man hat
|
sahip olunan her şey
|
|
an den Herrchen hängen
{v}
|
sahiplerine bağlı olmak
|
|
aneignen
{v}
[sich]
|
sahip çıkmak
|
|
aneignen, sich
{v}
|
sahip çıkmak
|
|
die
Aneignung
{sub}
{f}
|
sahip çıkma
|
|
aufweisen
{v}
[wies auf, hat aufgewiesen]
|
sahip olmak
|
|
bekommen
{v}
[bekam, hat bekommen]
|
sahip olmak
|
|
besaß
[er, sie, es~]
|
sahip olmuştu
|
|
der
Besitz
{sub}
{m}
|
sahiplik
|
|
Besitz ergreifen
|
sahiplenmek
|
|
der
Besitzanspruch
{sub}
{m}
|
sahip olma hakkı
|
|
besitzen
{v}
[besaß, habe besessen]
|
sahip olmak
|
|
die
Besitzer
{sub}
{pl}
|
sahipler
|
|
besitzergreifend
{adj}
|
sahip çıkıcı
|
|
besitzergreifend
{adj}
|
sahiplenici
|
|
die
Besitzerkarte
{sub}
{f}
|
sahip kartı
|
|
der
Besitzerstolz
{sub}
{m}
|
sahip olma gururu
|
|
das
Besitzrecht
{sub}
{n}
|
sahip olma hakkı
|
|
der
Besitztitel
{sub}
{m}
|
sahiplik
|
|
das
Besitztum
{sub}
{n}
|
sahiplik
|
|
dankbar sein für das, was man hat
|
sahip olunan şeylere şükretmek
|
|
die besitzenden Klassen
{sub}
{pl}
|
sahip olan sınıflar
|
|
die
Eigentümer
{sub}
{pl}
|
sahipler
|
|
eine ganze Galerie von etwas haben
|
sahip olmak
|
|
eintreten für
{v}
|
sahip çıkmak
|
|
er wird gehabt haben
|
sahip olmuş olacak
|
|
erarbeiten
{v}
|
sahip olmak
|
|
ermangeln
{v}
|
sahip olmamak
|
|
erwerben
{v}
|
sahip olmak
|
|
etwas, das man haben muss
{v}
|
sahip olunması gerek bir şey
|
|
das
Grundeigentum
{sub}
{n}
|
sahipli arazi
|
|
Grundsatz Leistungsfähigkeit
{sub}
{m}
|
sahip olunan ödeme gücüne göre vergilendirme ilkesi
|
|
das
Grundstückseigentum
{sub}
{n}
|
sahipli arsa
|
|
das
Haben
{sub}
{n}
|
sahip olma
|
|
haben
{v}
[hatte, gehabt]
|
sahip olmak
|
|
haben wollen
{v}
|
sahip olmak arzu etmek
|
|
die
Habgier
{sub}
{f}
|
sahip olma hırsı
|
|
habhaft
{adv}
|
sahip olma
|
|
habhaft werden
{v}
|
sahip olmak
|
|
die
Habsucht
{sub}
{f}
|
sahip olma hırsı
|
|
der
Halterwechsel
{sub}
{m}
|
sahip değişimi
|
|
herrenlose
|
sahipsiz
|
|
herrenlose Erbschaft
{sub}
{f}
|
sahipsiz miras
|
|
herrenlose Güter
{sub}
{pl}
|
sahipsiz mallar
|
|
herrenlose Sache
{sub}
{f}
|
sahipsiz şey
|
|
herrenloser Besitz
{sub}
{m}
|
sahipsiz mal
|
|
herrenloser Nachlass
{sub}
{m}
|
sahipsiz miras
|
|
herrenloser Regenschirm
{sub}
{m}
|
sahipsiz şemsiye
|
|
herrenloses Gebäude
{sub}
{n}
|
sahipsiz bina
|
|
akkreditierungsberechtigt
|
akreditif hakkına sahip
|
|
der
Alleinhaber
{sub}
{m}
|
tek sahip
|
|
der
Andersgläubiger
{sub}
{m}
|
farklı inanca sahip
|
|
anteilsberechtigt
|
pay hakkına sahip
|
|
asylberechtigt
{adj}
|
iltica hakkına sahip
|
|
asylberechtigt
{adj}
|
sığınma hakkına sahip
|
|
beihilfeberechtigt
{adj}
|
yardım hakkına sahip
|
|
beschlussfähig
{adj}
|
yeterli çoğunluğa sahip
|
|
de Luxe
|
tüm lükslere sahip
|
|
dilettantisch
{adj}
|
yarım yamalak bilgiye sahip
|
|
doppellinig
{adj}
|
iki çizgiye sahip
|
|
eder
[Geometrie]
|
… yüze sahip
|
|
eigenstaatlich
{adj}
|
egemenlik haklarına sahip
|
|
ein Bevorrechtigter
|
öncelikli hakka sahip
|
|
der
Einzelinhaber
{sub}
{m}
|
müstakil sahip
|
|
der
Einzelinhaber
{sub}
{m}
|
tek sahip
|
|
er hat
|
o sahip
|
|
erbfähig
{adj}
|
miras alma hakkına sahip
|
|
forderungsberechtigt
{adj}
|
talep hakkına sahip
|
|
für eine Arbeit qualifiziert
|
bir iş için yeterli kalifiyeye sahip
|
|
der
Gesellschafter
{sub}
{m}
[allgemein]
|
musahip
|
|
gleich bedeutend
{adj}
|
aynı anlama sahip
|
|
gleich denkend
{adj}
|
aynı düşünceye sahip
|
|
gleich gesinnt
{adj}
|
aynı düşünceye sahip
|
|
gleich gestellt
{adj}
|
aynı haklara sahip
|
|
gleichbedeutend
{adj}
|
aynı anlama sahip
|
|