anständig sein
{v}
|
düzenli olmak
|
|
anständige Tagesarbeit
{sub}
{f}
|
düzenli gündüz işi
|
|
Artikel mit fester Nachfrage
{sub}
{m}
|
düzenli satılabilen esya
|
|
die
Artikulationen
{sub}
{pl}
|
düzenli fikir yürütmeler
|
|
die
Artikulations
{sub}
{f}
|
düzenli konuşma
|
|
die
Artikulationsbasis
{sub}
{f}
|
düzenli konuşma bazı
|
|
aufgeräumt sein
{v}
|
düzenli olmak
|
|
auslegen
{v}
[zur Ansicht, Einsichtnahme o. Ä. hinlegen, ausbreiten]
|
düzenli olarak yaymak
|
|
der
Beat
{sub}
{m}
|
düzenli aralıklarla oluşan kısım
|
|
die
Beats
{sub}
{pl}
|
düzenli aralıklarla oluşan kısımlar
|
|
bejagen
{v}
|
düzenli şekilde avlanmak
|
|
bejagt
[er, sie, es~]
|
düzenli şekilde avlan
|
|
die
Bejagung
{sub}
{f}
|
düzenli şekilde avlanma
|
|
der
Besuch
{sub}
{m}
|
düzenli gelme
|
|
die
Börsenzeit
{sub}
{f}
|
düzenli olarak yapılan borsa toplantı zamanı
|
|
Dauer des ordentlichen Aufenthalts
{sub}
{f}
|
düzenli ikamet süresi
|
|
disponiert
[er, sie, es~]
|
düzenliyor
|
|
durch regelmäßige Steuereinnahmen gedeckter Haushalt
|
düzenli vergi geliri ile karşılanan bütçe
|
|
dürfen wir mit regelmäßigen Aufträgen rechnen
|
düzenli sipariş alabilirmiyiz?
|
|
das
Ebenmaß
{sub}
{n}
|
düzenlilik
|
|
die
Ebenmäßigkeit
{sub}
{f}
|
düzenlilik
|
|
ein geregelter Warenfluss
|
düzenli bir eşya akışı
|
|
ein geregeltes Gehalt
|
düzenli bir aylık
|
|
ein geregeltes leben führen
|
düzenli bir hayat sürmek
|
|
einer geregelten Arbeit nachgehen
|
düzenli bir işi olmak
|
|
einreihen
{v}
|
düzenli hale getirmek
|
|
fließen
{v}
[Verkehr]
|
düzenli akmak
|
|
der
Follower
{sub}
{m}
[regelmäßiger Empfänger einer Nachricht beim Twittern]
|
düzenli tvit haberi alan kişi
|
|
die
Freizeitarbeit
{sub}
{f}
|
düzenli iş dışında çalışma
|
|
die
Freizeitbetätigung
{sub}
{f}
|
düzenli iş dışında çalışma
|
|
führt durch
[er, sie, es~ Veranstaltung]
|
düzenliyor
|
|
gepflegte Manieren
{sub}
{pl}
|
düzenli davranış
|
|
geregelte Beschäftigung
{sub}
{f}
|
düzenli iş
|
|
geregelte Einkünfte
{sub}
{pl}
|
düzenli gelirler
|
|
geregelte Wartung
{sub}
{f}
|
düzenli bakım
|
|
geregelter Arbeitstag
{sub}
{m}
[9 - 17 Uhr]
|
düzenli iş saatleri
|
|
geregelter Börsenmarkt
{sub}
{m}
|
düzenli borsa pazarı
|
|
geregelter Druckaufbau
{sub}
{m}
|
düzenli basınç uygulama
|
|
geregelter Markt
{sub}
{m}
|
düzenli pazar
|
|
geregelter Warenfluss
{sub}
{m}
|
düzenli mal akımı
|
|
geregeltes Gehalt
{sub}
{n}
|
düzenli aylık gelir
|
|
geregeltes Leben
{sub}
{n}
|
düzenli yaşam
|
|
die
Gesetzmäßigkeit
{sub}
{f}
|
düzenlilik
|
|
gleichmäßige Behandlung
{sub}
{f}
|
düzenli tedavi
|
|
gleichmäßige Beschleunigung
{sub}
{f}
|
düzenli hızlanma
|
|
gleichmäßige Rendite
{sub}
{f}
|
düzenli verim
|
|
gleichmäßiger Anstieg
{sub}
{m}
|
düzenli çıkma
|
|
gleichmäßiger Atem
{sub}
{m}
|
düzenli nefes alıp verme
|
|
gleichmäßiger Fluss
{sub}
{m}
|
düzenli akım
|
|
gleichmäßiger Lauf
{sub}
{m}
|
düzenli koşu
|
|
gleichmäßiges Atmen
{sub}
{n}
|
düzenli soluma
|
|
alles ist in Ordnung
|
her şey düzenli
|
|
am geräumigsten
{adj}
|
en düzenli
|
|
ganz regelmäßig
|
tam düzenli
|
|
gepflegter
{adj}
|
daha düzenli
|
|
gepflegteste
{adj}
|
en düzenli
|
|
gleichmäßiger
{adj}
|
daha düzenli
|
|
gleichmäßigste
{adj}
|
en düzenli
|
|
ordentlicher
{adj}
|
daha düzenli
|
|
ordentlichere
|
daha düzenli
|
|
sauber und ordentlich
{adj}
|
temiz ve düzenli
|
|
tipptopp in Ordnung
|
tamamen düzenli
|
|
völlig in Ordnung
{sub}
{f}
|
tam düzenli
|
|