5 direkte Treffer gefunden für: görme


77 indirekte Treffer gefunden für: görme

Deutsch Türkisch
ablauern {v} [lauerte ab, hat abgelauert] görmeden dinlemek
alle Sehenswürdigkeiten abklappern görmeye değer heryeri görmek
angenehm zu sehen görmesi hoş
ansehen {v} [sah an, hat angesehen] görmek
der Augenfehler {sub} {m} görme eksikliği
das Augenleiden {sub} {n} görme zayıflığı
das Augenlicht {sub} {n} görme yetisi
die Augenschwäche {sub} {f} görme zayıflığı
bekommen {v} [bekam, hat bekommen] görmek
bemerken {v} [bemerkte, hat bemerkt] görmek
die Besichtigungen {sub} {pl} görmeler
besuchen {v} [besuchte, habe besucht] görmek
betrachten {v} [betrachtete, habe betrachtet] görmek
das Blickfeld {sub} {n} görme sahası
blind {adj} görme özürlü
blind spielen {v} görmeden oynamak
die Blinde {sub} {f} görme özürlü
die Blindenanstalt {sub} {f} görme özürlüler yuvası
die Blindenfürsorge {sub} {f} görmeözürlülere sosyal yardım
das Blindengeld {sub} {n} görme özürlüler parası
das Blindenheim {sub} {n} görme özürlüler yuvası
die Blindenhilfe {sub} {f} görme özürlülere yardım
der Blindenhund {sub} {m} görme özürlülere rehberlik eden köpek
die Blindenware {sub} {f} görme özürlülerin ürettiği mal
die Blindenwerkstätte {sub} {f} görme özürlüler atölyesi
die Blindenwerkstätte {sub} {f} görme özürlüler işliği
der Blinder {sub} {m} görme özürlü
die Blindheit {sub} {f} görme özürlülüğü
die Sehbehinderten {sub} {pl} görme engelliler
ein Auge zudrücken {v} görmezlikten gelmek
empfinden {v} [auffassen] görmek
erachten {v} görmek
erblicken {v} görmek
erkennen {v} [einsehen] görmek
erleben {v} görmek
erschauen {v} görmek
ersehen {v} görmek
erspähen {v} görmek
es hat weh getan, etwas zu sehen görmek acı verdi
fehlsichtig {adj} görme kusurlu
die Fehlsichtigkeit {sub} {f} görme kusurluluğu
der Finderteilkreis {sub} {m} görme dairesi
Gelegenheit zu sehen {sub} {f} görme fırsatı
das Gesichtsfeld {sub} {n} görme alanı
die Gesichtshalluzination {sub} {f} görme varsanısı
die Gesichtsillusion {sub} {f} görme yanılsaması
der Gesichtssinn {sub} {m} görme duyusu
der Gesichtssinn {sub} {m} görme yetisi
die Gesichtstäuschung {sub} {f} görme yanılgısı
gewahr werden {v} görmek
gewahren {v} görmek
die Abgehobenheit {sub} {f} kendini yükseklerde görme
Akten einsehen {v} dosyaları görme
aktives Sehen {sub} {n} aktif görme
das Albdrücken {sub} {n} kötü rüya görme
die Alterssichtigkeit {sub} {f} yaşlılık nedeniyle uzağı görme
an Akzeptanz gewinnen kabul görme
der Anthropozentrismus {sub} {m} insanı yaradılışın ekseni ve amacı olarak görme
arbeitsbedingter Schaden {sub} {m} nedeni ile zarar görme
die Arbeitsleistung {sub} {f} görme
die Arbeitsverrichtung {sub} {f} görme
die Ausblick {sub} {f} [Aktien] ilerisini görme
der Ausblick {sub} {m} geleceği görme
die Beliebtheit {sub} {f} itibar görme
die Beliebtheit {sub} {f} rağbet görme
Besichtigung an Ort und Stelle {sub} {f} yerinde görme
Besichtigung eines Hauses {sub} {f} bir evi görme
das Besuchen {sub} {n} gidip görme
die Betriebsamkeit {sub} {f} görme
die Bewilligung {sub} {f} uygun görme
die Bijektivität {sub} {f} her görüntüye bir nokta öngörme
blauer Dunst hayal görme
das Buntsehen {sub} {n} renkli görme
die Designation {sub} {f} öngörme
die Dienstleistung {sub} {f} hizmet görme
die Dienstleistung {sub} {f} görme
Doppelsehen {v} çift görme
0.004s