768.284 Einträge, 138.506 Anfragen
Dolmetscher- und Übersetzerverzeichnis aller Sprachen / Tüm diller için Tercüman listesi
12 direkte Treffer gefunden für: etkisiz

Deutsch Türkisch
einflusslos {adj} etkisiz
inaktiv {adj} etkisiz
inaktiviert {adj} etkisiz
ineffektiv {adj} etkisiz
ist unwirksam etkisiz
kraftlos {adj} etkisiz
nicht beeindruckend etkisiz
nichtig {adj} [wirkungslos] etkisiz
ohne Wirkung etkisiz
tot {adj} etkisiz
unwirksam {adj} etkisiz
wirkungslos {adj} etkisiz

51 indirekte Treffer gefunden für: etkisiz

Deutsch Türkisch
abgetötete Virusvakzine etkisiz hale getirilmiş virüs aşısı
als unwirksam erwiesen etkisizliği ortaya çıktı
ausbrechen {v} [brach aus, hat ausgebrochen] etkisiz hale getirmek
außer Gefecht gesetzt etkisiz hale getirilmiş
außer Gefecht setzen etkisiz hale getirmek
eindruckslos {adj} etkisiz kalan
die Einflusslosigkeit {sub} {f} etkisizlik
entschärfen {v} [Bombe] etkisiz hale getirmek
entschärft [Bombe] etkisiz hale getirilmiş
das Entschärfungskommando {sub} {n} etkisiz hale getirme komandosu
für unwirksam erklären {v} etkisiz olduğunu açıklamak
inaktivieren {v} etkisizlendirmek
inaktivieren {v} etkisizleştirmek
inaktivierend {adj} etkisizleştiren
die Inaktiviereung {sub} {f} etkisizleştirme
die Inaktivität {sub} {f} etkisizlik
Inaktivitäts- etkisizlik-
kalt stellen {ugs.} etkisiz hale getirmek
die Kraftlosigkeit {sub} {f} etkisizlik
das Mittelchen {sub} {n} [figürlich] etkisiz ilaç
neutralisieren {v} [neutralisierte, hat neutralisiert] etkisizleştirmek
neutralisieren {v} [im Kampf] etkisiz hale getirmek
paralysieren {v} [paralysierte, hat paralysiert] etkisiz kılmak
paralysieren {v} [paralysierte, hat paralysiert] etkisizleştirmek
das Passivieren {sub} {n} etkisizleştirme
passivieren {v} etkisizleştirmek
die Passivierung {sub} {f} etkisizleştirme
das Passivierungsmittel {sub} {n} etkisizleştirme faktörü
das Placebo {sub} {n} [Med.] etkisiz ilaç
die Scheinvariable {sub} {f} etkisiz değişken
die Trägheit {sub} {f} [Stoffe] etkisizlik
töten {v} {ugs.} [tötete, hat getötet] etkisiz hale getirmek
töten {v} {ugs.} [tötete, hat getötet] etkisiz hale getirmek
unwirksam machen {v} etkisiz yapmak
die Unwirksamkeit {sub} {f} etkisizlik
verpuffen {v} [verpuffte, hat verpufft] etkisiz kalmak
die Verpuffung {sub} {f} etkisiz kalma
wirkungslos bleiben {v} etkisiz kalmak
die Wirkungslosigkeit {sub} {f} etkisizlik
generell unwirksam genelde etkisiz
inkompetent {adj} yetkisiz
nicht autorisiert yetkisiz
nicht bevollmächtigt yetkisiz
politisch unwirksam siyaseten etkisiz
praktisch unwirksam gerçekte etkisiz
unautorisiert {adj} yetkisiz
unbefugt {adj} yetkisiz
unbefugter {adj} daha yetkisiz
unbefugteste {adj} en yetkisiz
unberechtigt {adj} [unbefugt] yetkisiz
unzuständig {adj} yetkisiz
0.004s