ich weiß, kenne nicht
|
bilmiyorum, tanımıyorum
|
|
das ist mir nicht bekannt
|
bunu bilmiyorum
|
|
davon weiß ich nichts
|
bunu hiç bilmiyorum
|
|
ich hab` keine Ahnung, wovon du redest
|
neden bahsettiğini bilmiyorum
|
|
ich spreche kein Deutsch
|
Almanca konuşmayı bilmiyorum
|
|
ich spreche kein Deutsch
|
Almanca konuşmasını bilmiyorum
|
|
ich spreche kein Türkisch
|
Türkçe konuşmayı bilmiyorum
|
|
ich spreche kein Türkisch
|
Türkçe konuşmasını bilmiyorum
|
|
ich weiß das nicht mehr
|
artık bilmiyorum
|
|
ich weiß es wirklich nicht
|
gerçekten bilmiyorum
|
|
ich weiß immer noch nicht so genau, wie gut du wirklich bist
|
gerçekte ne kadar iyi olduğunu bilmiyorum
|
|
ich weiß kein Wort davon
|
bu hususta tek kelime bilmiyorum
|
|
ich weiß nicht genau …
|
… tam bilmiyorum
|
|
ich weiß nicht, inwieweit er mit der Sache zu tun hat
|
bu işle ne derece ilgisi var, bilmiyorum
|
|
ich weiß nicht, ob er kommt
|
gelip gelmeğeceyini bilmiyorum
|
|
ich weiß nicht, was ich dazu sagen soll
|
bu hususta ne diyeceğimi bilmiyorum
|
|
ich weiß nicht, was ich tun soll
|
ne yapacağımı bilmiyorum
|
|
ich weiß nicht, was in mich gefahren ist
|
nasıl olduda bunu yaptım bilmiyorum
|
|
ich weiß nicht, was mich geritten hat
|
nasıl oldu yaptım bende bilmiyorum
|
|
ich weiß nicht, wo er hin ist
{ugs.}
|
nereye gittiğini bilmiyorum
|
|
ich weiß nicht, wo wir uns schon mal gesehen haben
|
daha önce nerede görüştüğümüzü bilmiyorum
|
|
ich weiß nicht, worauf Sie hinauswollen
|
ne demek istediğinizi bilmiyorum
|
|
ich weiß nicht, worin der Unterschied liegt
|
fark nerede bilmiyorum
|
|
ich weiß nicht, wovon er spricht
|
neden bahsettiğini bilmiyorum
|
|
ich weiß nichts davon
|
bu hususta hiçbir şey bilmiyorum
|
|
ich wusste nicht, dass er so verzweifelt ist
|
onun bu kadar çaresiz olduğunu bilmiyorum
|
|
keine Ahnung, wie sich das schreibt
|
nasıl yazıldığını bilmiyorum
|
|