Gutes ahnen
{v}
|
iyi şeyler hissetmek
|
|
Gutes ankündigen
{v}
|
iyi şeyler bildirmek
|
|
gutes Ausbildungsangebot
{sub}
{n}
|
iyi meslek eğitimi teklifi
|
|
gutes Aussehen
{sub}
{n}
|
iyi görünme
|
|
gutes Beispiel
{sub}
{n}
|
iyi örnek
|
|
gutes Benehmen
{sub}
{n}
|
iyi davranış
|
|
gutes Benehmen
{sub}
{n}
|
nezaket
|
|
gutes Blatt
{sub}
{n}
[in einem Kartenspiel]
|
(iskambilde) iyi kart
|
|
gutes Dutzend
{sub}
{n}
|
en az bir düzine
|
|
gutes Einhalten der vorgegebenen Zeit
{sub}
{n}
|
verilen zamana iyi uymak
|
|
gutes Einkommen
{sub}
{n}
|
iyi gelir
|
|
gutes Einvernehmen
{sub}
{n}
|
iyi anlaşma
|
|
gutes Einvernehmen der Völker
{sub}
{n}
|
halkların karşılıklı iyi anlaşması
|
|
gutes Einvernehmen zwischen Staaten
{v}
|
iki devlet arasında iyi anlaşma
|
|
gutes Fest
{sub}
{n}
|
iyi Bayram
|
|
Gutes Fest!
|
iyi bayramlar!
|
|
gutes Frühstück
{sub}
{n}
|
iyi kahvaltı
|
|
gutes Gedächtnis
{sub}
{n}
|
iyi hafıza
|
|
gutes Gehör
{sub}
{n}
|
iyi işitme
|
|
gutes Geld
{sub}
{n}
|
iyi para
|
|
gutes Geld verdienen
{v}
|
iyi para kazanmak
|
|
gutes Geld wird von schlechtem Geld verdrängt
|
kötü para iyi parayı kovar
|
|
gutes Gelingen!
[viel Erfolg!]
|
başarılar!
|
|
gutes Gelingen!
[viel Glück!]
|
iyi şanslar!
|
|
gutes Geschäft
{sub}
{n}
|
iyi ticaret
|
|
gutes Gewissen
{sub}
{n}
|
temiz vicdan
|
|
gutes Herz
{sub}
{n}
|
iyi kalp
|
|
gutes Material enthalten
{v}
|
iyi malzemeli olmak
|
|
gutes nachbarliches Verhältnis
{sub}
{n}
|
iyi komşulik ilişkisi
|
|
Gutes Neues Jahr!
|
iyi yeni yıllar!
|
|
gutes Omen
{sub}
{n}
|
hayra alâmet
|
|
gutes Omen
{sub}
{n}
|
olumlu sinyal
|
|
gutes Paar
{sub}
{n}
|
iyi çift
|
|
gutes Sehvermögen
{sub}
{n}
|
iyi görme yeteneği
|
|
Gutes sprechen
|
biri hakkında iyi konuşmak
|
|
gutes Stück Arbeit
{sub}
{f}
|
iyi iş
|
|
Gutes tun
{v}
|
iyilik yapmak
|
|
gutes Vergnügen
{sub}
{n}
|
iyi eğlenceler
|
|
Gutes versprechen
{v}
|
iyilikler sözü vermek
|
|
Gutes von jemandem reden
{v}
|
biri hakkında iyi konuşmak
|
|
gutes Vorstellungsvermögen
{sub}
{n}
|
iyi hayal gücü
|
|
gutes Wetter
{sub}
{n}
|
iyi hava
|
|
gutes Zeichen
{sub}
{n}
|
uğur
|
|
gutes Zureden
{sub}
{n}
|
iyi ikna etmek
|
|
der
Güteschutz
{sub}
{m}
|
mal koruma
|
|
die
Gütesicherung
{sub}
{f}
|
mal emniyeti
|
|
das
Gütesiegel
{sub}
{n}
[Qualitätssiegel]
|
kalite mühürü
|
|
das
Gütesiegel
{sub}
{n}
[Qualitätssiegel]
|
nitelik onaylayan mühür
|
|
gütesortiertes Bauholz
{sub}
{n}
|
kalitesine göre tasnif edilmiş inşaat kerestesi
|
|
der
Gütestahl
{sub}
{m}
|
kaliteli çelik
|
|
der
Gütestempel
{sub}
{m}
|
kalite damgası
|
|
Besitzer des transportierten Gutes
{sub}
{m}
|
nakledilen mal sahibi
|
|
etwas Gutes
|
iyi bir şey
|
|
gute, guter, gutes
|
iyi
|
|
guter, gute, gutes
|
iyi
|
|
ich ahne Gutes
|
iyi şeyler seziyorum
|
|
mir schwant, schwante nichts Gutes
{ugs.}
|
bana sanki kötü bir şey olacakmış geliyor
|
|
viel Gutes
{sub}
{n}
|
çok iyi şey
|
|