ausspucken
{v}
[spuckte aus, hat ausgespuckt]
|
parayı sökülmek
|
|
außer Kurs setzen
|
parayı dolaşımdan almak
|
|
blechen
{ugs.}
|
parayı bayılmak
|
|
das Geld durch vier teilen
|
parayı dörde bölmek
|
|
das Geld zusammenhalten
{v}
|
parayı idareli harcamak
|
|
durchbringen
{v}
[ich brachte durch, ich habe durchgebracht]
|
parayı yiyip bitirmek
|
|
einheben
{v}
[südd.: österr.: jemand hebt etwas ein]
|
parayı toplamak
|
|
etwas auf hohe Kante legen
{v}
|
parayı bir köşeye koymak
|
|
Geld bei einer Bank anlegen
{sub}
{n}
|
parayı bankaya yatırmak
|
|
Geld bei einer Bank einzahlen
{sub}
{n}
|
parayı bir bankaya ödemek
|
|
Geld binden
{v}
|
parayı bağlamak
|
|
Geld der Bank anvertrauen
{sub}
{n}
|
parayı bankaya itimat etmek
|
|
Geld einer Bank anvertrauen
{sub}
{n}
|
parayı bir bankaya itimat etmek
|
|
Geld fest anlegen
|
parayı vadeli yatırmak
|
|
Geld für dich arbeiten lassen
{v}
|
parayı kendisi için çalıştırmak
|
|
Geld für Essen ausgeben
{v}
|
parayı yemek için harcamak
|
|
Geld für Essen ausgeben
{v}
|
parayı yiyecek için harcamak
|
|
Geld für etwas ausgeben
{v}
|
parayı bir şey için harcamak
|
|
Geld für Süßigkeiten ausgeben
{v}
|
parayı şekerlemeler için harcamak
|
|
Geld gut verwenden
{v}
|
parayı iyi kullanmak
|
|
Geld herausrücken
{sub}
{n}
{ugs.}
|
parayı sökülmek
|
|
Geld herausrücken
{sub}
{n}
{ugs.}
|
parayı uçlanmak
|
|
Geld hinblättern
{sub}
{n}
{ugs.}
|
parayı vermek
|
|
Geld in ein Projekt stecken
{sub}
{n}
|
parayı bir projeye yatırmak
|
|
Geld in ein Unternehmen stecken
{sub}
{n}
|
parayı işletmeye yatırmak
|
|
Geld in eine Firma stecken
{sub}
{n}
|
parayı firmaya yatırmak
|
|
Geld in eine Tasche stopfen
{sub}
{n}
|
parayı cebine doldurmak
|
|
Geld in einer Bank anlegen
{sub}
{n}
|
parayı bir bankaya yatırmak
|
|
Geld in Reserve haben
{sub}
{n}
|
parayı rezerv olarak tutmak
|
|
Geld ins Ausland überweisen
{sub}
{n}
|
parayı dış ülkeye göndermek
|
|
Geld klimpern
{sub}
{n}
|
parayı şıkırdatmak
|
|
Geld knapp halten
{v}
|
parayı kıt tutmak
|
|
Geld leichtfertig ausgeben
{sub}
{n}
|
parayı bol harcamak
|
|
Geld locker ausgeben
{sub}
{n}
|
parayı bol harcamak
|
|
Geld lockermachen
{sub}
{n}
{ugs.}
|
parayı sökülmek
|
|
Geld mit vollen Händen ausgeben
{v}
|
parayı bol harcamak
|
|
Geld mühsam auftreiben
{sub}
{n}
|
parayı güçlükle temin etmek
|
|
Geld stilllegen
{v}
|
parayı dondurmak
|
|
Geld unter der Matratze versteckt haben
{v}
|
parayı yastık altında saklamış olmak
|
|
Geld verrauchen
{v}
|
parayı sigaraya harcamak
|
|
Geld verschwenden
{v}
|
parayı israf etmek
|
|
Geld verschwenderisch ausgeben
{v}
|
parayı çarçur etmek
|
|
Geld zurückerstatten
{v}
|
parayı geri ödemek
|
|
die
Geld-zurück-Garantie
{sub}
{f}
|
parayı geri verme garantisi
|
|
die
Geldabschöpfung
{sub}
{f}
|
parayı dolaşımdan çekme
|
|
der
Geldempfänger
{sub}
{m}
|
parayı alacak olan
|
|
der
Geldempfänger
{sub}
{m}
|
parayı alan
|
|
die
Geldrückgabegarantie
{sub}
{f}
|
parayı geri iade etme garantisi
|
|
der
Geldverschwender
{sub}
{m}
|
parayı har vurup harman savuran
|
|
die
Geldverschwenderin
{sub}
{f}
|
parayı har vurup harman savuran
|
|
gut mit Geld umgehen können
{v}
|
parayı iktisatlı harcamak
|
|