50 direkte Treffer gefunden für: sınırlı


77 indirekte Treffer gefunden für: sınırlı

Deutsch Türkisch
abgegrenzter Übergang {sub} {m} sınırlı geçiş
Angriff mit begrenztem Ziel {sub} {m} sınırlı hedefli saldırı
antoben {v} sinirli şekilde haykırmak
Artikel mit begrenzter Lebensdauer {sub} {pl} sınırlı ömrü olan eşayalar
auf begrenztem Gebiet sınırlı bölgede
die Aufenthaltsbewilligung {sub} {f} [Juristisch] sınırlı oturma izni
aufgeregt sein {v} sinirli olmak
die Aufgeregtheit {sub} {f} [Nervosität] sinirlilik
Ausschreibung, begrenzte - {sub} {f} sınırlı ihale
Beamter auf Zeit {sub} {m} sınırlı zaman için memur
bedingt haften {v} sınırlı sorumluluk taşımak
begrenzt haltbar {adj} sınırlı zaman dayanan
begrenzt lieferbar {adj} sınırlı sayıda bulunur
begrenzte Anzahl {sub} {f} sınırlı sayı
begrenzte Berufsunfähigkeit {sub} {f} sınırlı işgö
begrenzte Datei {sub} {f} sınırlı dosya
begrenzte Dauer {sub} {f} sınırlı süre
begrenzte Frist {sub} {f} sınırlı süre
begrenzte Fütterung {sub} {f} sınırlı yemleme
begrenzte Garantie {sub} {f} sınırlı garanti
begrenzte Gelegenheit {sub} {f} sınırlı olanak
begrenzte Haftung {sub} {f} sınırlı sorumluluk
begrenzte Lagerauffüllung {sub} {f} sınırlı depo doldurma
begrenzte Lebensdauer sınırlı ömür
begrenzte Mittel {sub} {pl} sınırlı kaynaklar
begrenzte Nachfrage {sub} {f} sınırlı talep
begrenzte nukleare Vergeltung {sub} {f} sınırlı nükleer intikam
begrenzte Produktion {sub} {f} sınırlı imalat
begrenzte Prämie {sub} {f} sınırlı prim
begrenzte Prüfung {sub} {f} sınırlı denetim
begrenzte Rohstoffe {sub} {pl} sınırlı ham maddeler
begrenzte Zahl von Anlegern {sub} {f} sınırlı sayıda yatırımcılar
begrenzte Zahl von Krankheitsherden {sub} {f} sınırlı sayıda hastalık yuvaları
begrenzte Zone {sub} {f} sınırlı bölge
begrenzter Betrag {sub} {m} sınırlı miktar
begrenzter Kredit {sub} {m} sınırlı kredi
Begrenzter Parameterwert {sub} {m} sınırlı parametre değeri
begrenzter Scheck {sub} {m} sınırlı ҫek
begrenzter Wortschatz {sub} {m} sınırlı kelime haznesi
begrenztes Kurspotenzial {sub} {n} sınırlı kur potansiyeli
begrenztes Risiko {sub} {n} sınırlı risk
begrenztes Stimmrecht {sub} {n} sınırlı oy hakkı
begrenztes Visum {sub} {n} sınırlı vize
begrenztes Ziel {sub} {n} sınırlı hedef
die Begrenztheit {sub} {f} sınırlılık hali
die Begrenztheiten {sub} {pl} sınırlılık halleri
beschränker Umfang {sub} {m} sınırlı çevre
beschränkt haftbar {adj} sınırlı sorumlu
beschränkt haftende Teilhaber [Wirtschaft] sınırlı sorumlu ortak
beschränkt haftender Teilhaber sınırlı sorumlu ortak
beschränkt haltbar {adj} sınırlı dayanıklı
am nervösesten {adj} en sinirli
angestrengt [verkrampft, nicht locker] kasınçlı, sinirli
auf das Abdomen beschränkt sein karın boşluğu ile sınırlı
auf den Kirchplatz beschränkt kilise avlusu ile sınırlı
aufgeregter {adj} daha sinirli
die Ausgeflippte {sub} {f} çok sinirli
begrenzter {adj} daha sınırlı
beschränkter {adj} daha sınırlı
die beschränkteste {sub} {f} en sınırlı
bullerig {adj} çok sinirli
der Zugang ist beschränkt giriş sınırlı
eingeschränkter {adj} daha sınırlı
erethisch {adj} aşırı sinirli
erwerbsbeschränkt {adj} yapabilirliği sınırlı
fahriger {adj} daha sinirli
fahrigste {adj} en sinirli
feinnervig {adj} ince sinirli
fiedernervig {adj} ince sinirli
geistig beschränkt zihni sınırlı
idiomuskuläre Kontraktion {sub} {f} kendi kristal yüzeyleri ile sınırlı
kiebig {adj} [a. vorlaut, frech, b. gereizt, aufgebracht] ukala, küstah, öfkeli, sinirli
lokal begrenzt bölgesel sınırlı
lokoregionär {adj} belli bir yer, organ veya sistem ile sınırlı
meine Rolle beschränkt sich auf den Geldtransport benim işim para transporu ile sınırlı
mit Altersbegrenzung yaş sınırlı
nach oben beschränkt yukarıya doğru sınırlı
0.007s