54 direkte Treffer gefunden für: canlı


76 indirekte Treffer gefunden für: canlı

Deutsch Türkisch
die Anatomie {sub} {f} canlıların vücut yapısını inceleyen bilim dalı
angeregte Zustand {sub} {m} canlı durum
animalisch {adj} canlı yaratık
der Animismus {sub} {m} canlıcılık
der Antimetabolit {sub} {m} canlılarda çeşitli tepkimeler sırasında ortaya çıkan ve normal olarak vücutta birikmeyerek başka bileşiklere dönüşen kimyasal bileşik
die Antimetaboliten {sub} {pl} canlılarda çeşitli tepkimeler sırasında ortaya çıkan ve normal olarak vücutta birikmeyerek başka bileşiklere dönüşen kimyasal bileşikler
aufhöhen {v} canlı renklerle belirtmek
der Ausdruck {sub} {m} canlılık
Beeinträchtigung der Vitalität {sub} {f} canlılığa halel getirme
bei lebendigem Leib canlı canlı
die Belebtheit {sub} {f} canlılık
das Belebtsein {sub} {n} canlı olma
die Belebung {sub} {f} canlı hale getirme
der Betrieb {sub} {m} [Leben, Rummel] canlılık
der Betrieb {sub} {m} canlılık
die Beweglichkeit {sub} {f} canlılık
die Bewegtheit {sub} {f} canlı oluş
die Biogenese {sub} {f} canlının gelişim hikâyesi
biotisch {adj} canlılarla ilgili
blühende Industrie {sub} {f} canlı sanayi
blühender Handel {sub} {m} canlı ticaret
blühender Markt {sub} {m} canlı pazar
blühendes Aussehen {sub} {n} canlı görünüm
blühendes Geschäft {sub} {n} canlı ticaret
boomende deutsche Wirtschaft {sub} {f} canlı Alman ekonomisi
boomender Markt {sub} {m} canlı pazar
das Boomjahr {sub} {n} canlı yıl
das Boomland {sub} {n} canlı ülke
die Boomzeit {sub} {f} canlılık zamanı
das Brio {sub} {n} [Musik] canlılık
brummende Konjunktur {sub} {f} [Wirtschaft] canlı konjunktür
bräsig {adj} canlı görünen
die Desoxyribonukleinsäure {sub} {f} canlı organizmasını oluşturan hücre
die Lebenden und die Toten canlılar ve ölüler
die Direktsendung {sub} {f} [TV] canlı yayın
die Direktverkaufssendung {sub} {f} canlı yayında satış
die Direktübertragung {sub} {f} [TV] canlı yayın
dorsiventral {adj} canlının simetrik durumu
der Eifer {sub} {m} canlılık
die Eigenwärme {sub} {f} canlının kendi ısısı
ein Tier lebendig fangen {v} canlı bir hayvan yakalamak
ein wandelnder Leichnam canlı cenaze
einbürgern {v} [Zoologie] canlı iklime alıştırmak
der Elan {sub} {m} canlılık
florierender Handel {sub} {m} canlı ticaret
florierendes Geschäft {sub} {n} canlı Pazar
flott halten {v} canlı tutmak
flotter Geschäftsbetrieb {sub} {m} canlı ticari işletme
flotter Markt {sub} {m} canlı pazar
frische Farben canlı renkler
genetisch [Med.] canlılarda kalıtım ve çeşitlilik fenomenlerini inceleyen bilim
der Aerobier {sub} {m} oksijenle yaşayan canlı
der Aerobier {sub} {m} yaşamak için oksijene ihtiyaç duyan canlı
affektierteste {adj} en heyecanlı
der Anaerobier {sub} {m} oksijensiz ortamda yaşayabilen canlı
der Aserbaidschaner {sub} {m} Azerbaycanlı
aserbaidschanisch {adj} Azerbaycanlı
Atem beraubend {adj} çok heyecanlı
atemberaubend {adj} [erregend] çok heyecanlı
atemberaubender {adj} daha heyecanlı
atemberaubendste {adj} en heyecanlı
aufgedreht {adj} {ugs.} heyecanlı
aufregend {adj} heyecanlı
aufregender {adj} daha heyecanlı
aufregendste {adj} en heyecanlı
aufs äußerste gespannt çok heyecanlı
begeistert {adj} heyecanlı
belebter {adj} daha canlı
belebteste {adj} en canlı
berauscht {adj} heyecanlı
besinnungslos {adj} çok heyecanlı
bewegt [Leben] heyecanlı
blutreich {adj} kanlı canlı
dithyrambisch {adj} heyecanlı
emotional {adj} heyecanlı
emotiv {adj} heyecanlı
0.007s