8 direkte Treffer gefunden für: yaşamak


38 indirekte Treffer gefunden für: yaşamak

Deutsch Türkisch
aerob yaşamak için oksijene ihtiyaç duyan
der Aerobier {sub} {m} yaşamak için oksijene ihtiyaç duyan canlı
anaerob yaşamak için oksijene ihtiyacı olmayan
ausleben, sich {v} yaşamaktan zevk almak
leben und leben lassen {v} yaşamak ve yaşatmak
lebensbejahend {adj} yaşamaktan mutluluk duyan
lebensfroh {adj} yaşamaktan mutlu
lebensmüde {adj} yaşamaktan bıkmış
die Lebensunlust {sub} {f} yaşamaktan bıkma
nur das Allernotwendigste zum Leben haben yaşamak için sadece acil gerekli olana sahip olmak
Taedium vitae {sub} {n} yaşamaktan bıkma
zum Leben notwendige Güter {sub} {pl} yaşamak için gerekli mallar
abgekapselt leben {v} içine kapalı yaşamak
abstinent leben {v} alkolsüz yaşamak
achtzigste Jahr erleben sekseninci yaşını yaşamak
Aderbruch erleiden {v} damar çatlağı yaşamak
aktiv leben {v} aktif yaşamak
als Parasit leben {v} asalak olarak yaşamak
am absoluten Tiefpunkt angelangt sein {v} {ugs.} en kötü anını yaşamak
am Existenzminimum leben asgari geçim düzeyinin altında yaşamak
am Orte wohnend yerinde yaşamak
an der Armutsgrenze leben {v} yoksulluk sınırında yaşamak
auf Borg leben hep borç ile yaşamak
auf Borg leben hep borçla yaşamak
auf Bäumen lebend ağaçlarda yaşamak
auf dem Land lebend kırsal kesimde yaşamak
auf dem Lande wohnen köyde yaşamak
auf der Straße leben {v} dışarıda yaşamak
auf der Straße leben {v} sokakta yaşamak
auf die Überholspur wechseln, gehen {v} [in übertragener Bedeutung] stresli, hızlı yaşamak
auf eigenen Füßen stehen kimseye muhtaç olmadan yaşamak
auf großem Fuß leben bol keseden yaşamak
auf großem Fuß leben {v} bol keseden yaşamak
auf großem Fuß leben {v} bonkör yaşamak
auf Pump leben {ugs.} borçla yaşamak
auseinander leben {v} [alte Schreibweise] ayrı yaşamak
auseinanderleben {v} ayrı yaşamak
ausschweifend leben {v} düzensiz yaşamak
0.003s