14 direkte Treffer gefunden für: leise


68 indirekte Treffer gefunden für: leise

Deutsch Türkisch
leise anstoßen {v} sissizce tokuşturmak
leise aufseufzen {v} sessizce içini çekmek
leise eindringliche Worte {sub} {pl} alçak sesle etkili sözler
leise gehen {v} sessizce gitmek
leise gesprochen [er, sie, es hat~] sessiz konuştu
leise hinweinen {v} sessizce ağlamak
leise Hoffung {sub} {f} hafif umut
leise in sich hineinlachen {v} sessizce içinden gülmek
leise kochen {v} hafif kaynatmak
leise lachen {v} hafif gülmek
leise Musik {sub} {f} hafif müzik
leise raschelnd hafifçe hışırdayan
leise Schuhe {sub} {pl} hafif ayakkabılar
leise sein {v} sessiz olmak
leise singen {v} hafif şarkı söylemek
leise sprechen {v} alçak sesle konuşmak
leise sprechend {adj} alçak sesle konuşan
leise Stelle {sub} {f} sessiz yer
leise Stellen {sub} {pl} sessiz yerler
leise Stimme {sub} {f} hafif ses
leise Töne {sub} {pl} hafif sesler
leise Verdacht {sub} {m} hafif şüphe
leise wie Flugeule ses seda çıkarmadan
leise wiehern {v} sessiz kişnemek
leiser {adj} daha sessiz
leiser Drucker {sub} {m} sessiz printer
leiser machen {v} sesini kısmak
leiser Ruf {sub} {m} sessiz çağırma
leiser Ton {sub} {m} hafif ses
leiser Verdacht {sub} {m} hafif şüphe
leiser Vortrag {sub} {m} alçak sesle sunum
leiser werden {v} sessizleşmek
leiser Zug {sub} {m} sessiz tren
leises Auftreten {sub} {n} sessiz çıkma
leise, sanft {adj} mazlum
leises Gemurmel {sub} {n} alçak sesle homurtu
leises Geräusch {sub} {n} hafif gürültü
leises Lachen {sub} {n} sessiz gülmek
leises Lächeln {sub} {n} hafif gülümsemek
leises Rascheln {sub} {n} hafifçe hışırdama
leises Rauschen {sub} {n} hafifçe haşırdama
leisetreten {v} sessiz yürümek
leisetretend {adj} sessiz yürüyen
der Leisetreter {sub} {m} düşüncelerini açığa vurmayan
der Leisetreter {sub} {m} kurnaz
der Leisetreter {sub} {m} sinsi
der Leisetreter {sub} {m} sır küpü
leiser stellen {v} sesini azaltmak
die Abstellgleise {sub} {pl} manevra için kullanılan yan hatlar
die Anschlussgleise {sub} {pl} bağlantı hatları
die Bahngleise {sub} {pl} tren rayları
die Bahnhofsgleise {sub} {pl} gar hatları
die Eisenbahngleise {sub} {pl} demiryolu rayları
Freilegen der Gleise {sub} {n} rayı kaldırma
ganz leise {adj} çok sessiz
das Geleise {sub} {n} [Mittelhochdeutsch:Spur, Radspur] araba izi
das Geleise {sub} {n} devir
das Geleise {sub} {n} [Mittelhochdeutsch:Spur, Radspur] ray
das Geleise {sub} {n} [Mittelhochdeutsch:Spur, Radspur] yol
das Geleise {sub} {n} [Mittelhochdeutsch:Spur, Radspur] çığır
die Geleise {sub} {pl} [Mittelhochdeutsch:Spur, Radspur] araba izleri
die Gleise {sub} {pl} raylar
die Nebengleise {sub} {pl} tali hatlar
sehr leise {adj} çok sessiz
die Seitengleise {sub} {pl} yan raylar
still und leise {adj} sakin ve sessiz
die Straßenbahngleise {sub} {pl} tramvay yolları
trat leise [er, sie, es~] sessiz ayaklarına basmıştı
0.005s