38 direkte Treffer gefunden für: gürültü


77 indirekte Treffer gefunden für: gürültü

Deutsch Türkisch
abbrausen {v} {ugs.} [brauste ab, hat abgebraust] gürültü bit şekilde hızla gitmek
abdämpfen {v} [Geräusche: dämpfte ab, hat abgedämpft] gürültü hafifletmek
die Abdämpfung {sub} {f} gürültü hafifletme
anknattern {v} gürültü yapmaya başlamak
das Antiklopfmittel {sub} {n} gürültü giderici madde
die AntilärmMaßnahmen {sub} {pl} gürültüye karşı önlemler
ausgelassen {adj} gürültü
ausgelassen {adj} gürültü
Befestigung mit Lärmdämpfung {sub} {f} gürültüye karşı korumalı tutturma
bei einem Geräusch zusammenschrecken {v} gürültüde ürkmek
Belästigung durch Lärm {sub} {f} gürültüden rahatsız olma
bullern {v} [bullerte, hat gebullert] gürültü etmek
der Bums {sub} {m} {ugs.} gürültü eğlence
bumsen {v} [bumste, hat gebumst] gürültü çıkararak çarpmak
den Lärm abstellen gürültü kesmek
donnernd [krachend] gürültü yapan
donnernd einschlagen {v} [z.B. Artillerie] gürültü isabet etmek
donnernde Rede {sub} {f} gürültü konuşma
donnergrollen {v} [donerrollen] gürültü yuvarlanmak
das Donnergrollen {sub} {n} [donerrollen] gürültü yuvarlanma
durch Lärm beeinträchtigt gürültüden etkilenen
durch Lärm betäuben gürültü ile bayıltmak
durch Lärm hervorgerufen gürültü ile meydana gelmek
durch Lärm verursachte Taubheit gürültü ile meydana gelen sağırlık
ein Geräusch machen gürültü yapmak
einkrachen {v} gürültü çıkara çıkara devrilmek
der Entbrummer {sub} {m} gürültü giderici potansiyometre
gebraust [es ist~] gürültü şekilde geçti
Gefährdung durch Lärm {sub} {f} [EN 292] gürültü nedeniyle tehlikeye maruz kalma
geknurrt gurultu yapıyor
Geräusch hat mich erschreckt {sub} {n} gürültü beni korkuttu
die Geräuschabsorption {sub} {f} gürültü azaltma
die Geräuschanalyse {sub} {f} gürültü analizi
geräuscharm {adj} gürültüsüz
die Geräuscharmut {sub} {f} gürültüsüzlük
der Geräuschbegrenzer {sub} {m} gürültü sınırlandırıcı
die Geräuschbekämpfung {sub} {f} gürültüye karşı savaş
die Geräuschbelastung {sub} {f} gürültü etkisi
die Geräuschbeseitigung {sub} {f} gürültü bertaraf etme
die Geräuschbeseitigung {sub} {f} gürültü ortadan kaldırma
geräuschdämmend {adj} gürültü azaltma
die Geräuschdämpfung {sub} {f} gürültü önleme
die Geräusche {sub} {pl} gürültüler
der Geräuscheffekt {sub} {m} gürültü tesiri
die Geräuscheffekte {sub} {pl} gürültü tesirleri
die Geräuscheinheit {sub} {f} gürültü birimi
der Geräuschemacher {sub} {m} gürültü yapan
die Geräuschemission {sub} {f} gürültü emisyonu
geräuschempfindlich {adj} gürültüye karşı hassas
die Geräuschentwicklung {sub} {f} gürültü oluşumu
die Geräuschfaktor {sub} {f} gürültü faktörü
abgestrahltes Geräusch {sub} {n} yayılan gürültü
das Affenspektakel {sub} {n} {ugs.} müthiş gürültü
akustisches Geräusch {sub} {n} akustik gürültü
andauernder Lärm {sub} {m} sürekli gürültü
das Aufbrummen {sub} {n} [Geräusch] yükselen gürültü
das Außengeräusch {sub} {n} dış gürültü
berufsbedingter Lärm {sub} {m} mesleki gürültü
blinder Lärm {sub} {m} kuru gürültü
das Dauergeräusch {sub} {n} sürekli gürültü
der ganze Lärm tüm gürültü
diskontinuierlicher Lärm {sub} {m} aralıklı gürültü
das Doppelgeräusch {sub} {n} çifte gürültü
dröhnender Lärm {sub} {m} uğuldayan gürültü
dumpfes Geräusch {sub} {n} boğuk gürültü
durchdringender Lärm {sub} {m} şiddetli gürültü
das Eigenrauschen {sub} {n} öz gürültü
ein Lärm, die Toten aufzuwecken ölüleri bile uyaracak bir gürültü
elektromagnetisch verursachter Lärm {sub} {m} elektromanyetik menşeeli gürültü
die Emission {sub} {f} [der Lärm, den die Maschine abgibt] çıkan gürültü
die Emission {sub} {f} [der Lärm, den die Maschine abgibt] yayılan gürültü
entotisches Geräusch {sub} {n} kulakta hasıl olan gürültü
fortdauernder Lärm {sub} {m} aralıksız gürültü
fürchterlicher Lärm {sub} {m} korkunç gürültü
das Geknurr {sub} {n} [Magen] (mide) gurultu
Gerumpel des Wagens auf dem Straßenpflaster {sub} {n} arabanın kaldırımda yaptığı gürültü
Geräusch im Hintergrund {sub} {n} arka planda gürültü
0.006s