3 direkte Treffer gefunden für: kimse

Deutsch Türkisch
jemand kimse
niemand [Pronomen] kimse
die Person {sub} {f} kimse

70 indirekte Treffer gefunden für: kimse

Deutsch Türkisch
allein dastehen kimsesiz olmak
allein dastehen {v} kimsesiz olmak
allein stehen {v} kimsesiz olmak
allein stehend {adv} kimsesiz
alleinstehend {adj} [ohne Angehörige] kimsesiz
alleinstehend {adj} kimsesiz
die Alleinstehende {sub} {f} kimsesiz
der Alleinstehender {sub} {m} kimsesiz
auf eigenen Füßen stehen kimseye muhtaç olmadan yaşamak
auf eigenen Füßen stehen kimseye muhtaç olmamak
die Aufklärungsdrohne {sub} {f} kimsesiz keşif uçağı
auskommen {v} [kam aus, ist ausgekommen] kimseye muhtaç olmamak
Behalt es für dich! Kimseye söyleme!
bei Nacht und Nebel kimseye duyurmadan
betrübt sein {v} kimseye belli etmeksizin bir şeyi kendine dert etmek, bir şey için, bir şeyden dolayı duygulanmak
einsam {adj} [Mensch] kimsesiz
es ist niemand da kimsecikler yok
etwas in petto haben {v} kimsenin bilemediği bir şeyi bilmek
ganz auf sich gestellt sein {v} kimseden yardım görmemek
harmlos {adj} kimseye zararı dokunmayan
in petto {adv} [etwas in petto haben] kimsenin bilemediği bir şeyi bilmek
Kopfjagd betreiben {v} kimse takibi yapmak
menschenleer {adj} kimsenin bulunmadığı yer
mit Scheuklappen durchs Leben gehen {v} kimseyi takmadan kendi için yaşamak
mutterseelenallein {adj} kimsesiz
die Neuigkeit {sub} {f} kimsenin duymadığı haber
niemand ist da kimse yok
niemand spricht kimse konuşmuyor
niemand weiß, wie er aussieht kimse nasıl göründüğünü bilmiyor
ohne jemandes Wissen kimse bilmeden
Rufer in der Wüste {sub} {m} {ugs.} kimsenin dikkate almadığı bir uyarı
sang- und klanglos {ugs.} kimseye görünmeden
sich nicht aufhalten lassen {v} kimsenin kendini durdurmasına müsade etmemek
trau keinem! kimseye güvenme
traue niemandem! kimseye güvenme!
trauern {v} [über etwas: trauerte, hat getrauert] kimseye belli etmeksizin bir şeyi kendine dert etmek
unbemannt {adj} kimsesiz
unbewohnt {adj} kimsesiz
unentdeckt {adj} [von niemandem entdeckt, bemerkt] kimse farketmemiş
verlassen {adv} [Person] kimsesiz
die Verlassenheit {sub} {f} kimsesizlik
vertreaue niemandem! kimseye güvenme!
die Waise {sub} {f} kimsesiz
das Waisenkind {sub} {n} kimsesiz
der Abschreiber {sub} {m} temize çeken kimse
absolut keiner hiç kimse
der Adept {sub} {m} değersiz madenî altına çevirebilen kimse
der Akquisiteur {sub} {m} sipariş toplayan kimse
die Akromegal {sub} {f} [Med.] bu hastalığa tutulan kimse
der Akzeptant {sub} {m} kabul eden kimse
der Akzeptant {sub} {m} onaylayan kimse
der Alemanne {sub} {m} German soyundan gelen kimse
die Alleinerzieherin {sub} {f} [weiblich] tek başına çocuk büyüten kimse
der Almosenempfänger {sub} {m} sadaka veya fitre verilen kimse
die Almosenempfängerin {sub} {f} [weiblich] sadaka veya fitre verilen kimse
die Amputie {sub} {f} [weiblich] bir organı kesik olan kimse
die Amputierte {sub} {f} [weiblich] organı kesik olan kimse
der Amputierte {sub} {m} organı kesik olan kimse
der Amtsvorgänger {sub} {m} aynı görevde daha önce bulunan kimse
die Amtsvorgängerin {sub} {f} [weiblich] aynı görevde daha önce bulunan kimse
anders {adj} başka bir kimse
anders {adv} [niemand ~] başka hiç kimse
der Angler {sub} {m} olta ile balık tutan kimse
die Anglerin {sub} {f} [weiblich] olta ile balık tutan kimse
die Anspruchsperson {sub} {f} ilgili kimse
der Antagonist {sub} {m} [Gegner] karşı olan kimse
die Antagonistin {sub} {f} [weiblich] karşı olan kimse
der Anzeigentexter {sub} {m} ilancılık işiyle uğraşan kimse
aphasisch {adj} [Medizinisch] düşüncesini dil ile söylemeyen kimse
arbeitswillig {adj} çalışmaya gönüllü kimse
0.004s