Keine direkten Treffer gefunden für: git

Deutsch Türkisch

77 indirekte Treffer gefunden für: git

Deutsch Türkisch
ab {adv} [weg, fort, entfernt] gitmiş
allmählich {adj} gittikçe
allmählich {adv} gitgide
allmählich reicht's mir gitgide sabrım tükeniyor
allmählich schneller {adj} gitgide hızlı
allmählich schneller werden {v} gitgide hızlanmak
allmählich schwinden {v} gitgide küçülmek
allmählich verschwinden {v} gitgide kaybolmak
allmählich verstummen {v} gitgide susmak
allmählich wachsen {v} gitgide büyümek
allmähliche {adj} gitgide
allmähliche Wertminderung {sub} {f} gitgide değer azalaımı
allmählicher hydraulischer Abfall {sub} {m} gittikçe hidrolik düşüş
allmählicher Rückgang {sub} {m} gitgide gerileme
begeben {v} [sich ~: gehen] gitmek
bestrebt zu gehen gitmek için çaba sarfediyor
bestrebt zu gehen gitmeye çalışıyor
Besuche mich bevor du abreist! Gitmeden beni ziyaret et!
betreten {v} [betrat, hat betreten] gitmek
bitten gehen zu dürfen gitmeye izin vermenizi rica ederim
bitten zu gehen {v} gitmesini rica etmek
dahin sein {v} gitmiş olmak
dahinsein {v} gitmiş olmak
eine Nachricht dalassen {v} gittiğini haber vermek
das wird ja immer besser! [ironisch] gittikçe kötüleşiyor
die Schlinge um seinen Hals zieht sich langsam zu gittikçe işi kötüye gidiyor
drah di! [Ausruf: Österreich] git!
Du brauchst nicht zu gehen gitmeyebilirsin
die Ebbe {sub} {f} [Geographie] git (suyun çekilmesi
Er ging und kehrte niemals wieder gitmiş ve bir daha geri dönmemişti
Er ist im Zweifel, ob er gehen soll gitmekte kararsız
er muss fort sein [Annahme] gitmiş olmalı
er muss gehen gitmek zorunda
es ist an der Zeit zu gehen gitme zamanı geldi
es ist die Zeit zu gehen gitme zamanı geldi
es läppert sich {ugs.} gittikce çoğalıyor
es steht Ihnen frei zu gehen gitmekte serbestsiniz
es wagen zu gehen gitme cüretini göstermek
etwas hingehen lassen {v} gitmesine engel olmamak
fahre! git!
fort {adj} gitmiş
fort {adv} [nicht da] gitmiş
Fort damit! gitsin!
fort sein {v} gitmiş olmak
fortdürfen {v} gitmeğe izinli olmak
fortgegangen [er, sie, es~] gitti
fortgehen {v} gitmek
fortmüssen {v} gitmek zorunda olmak
fortziehen {v} gitmek
gegangen {v} [er, sie, es ist~] gitti
gegangen sein {v} gitmiş olmak
ab zum Arzt! Doktor`a git
das Abfallpapier {sub} {n} atık kâğıt
abgelagertes Papier {sub} {n} bekletilmiş kâğıt
die Ablage {sub} {f} yığıt
der Abreißzettel {sub} {m} koparma kâğıt
der Abschieber {sub} {m} [am Stapler] itici aygıt
absorbierendes Papier {sub} {n} emici kâğıt
das Abzinsungspapier {sub} {n} değerli kâğıt
das Adiabatenpapier {sub} {n} adiyabatik kâğıt
das Albuminpapier {sub} {n} albüminli parlak kâğıt
alkalifestes Papier {sub} {n} alkali dayanıklı kâğıt
das Altpapier {sub} {n} atık kâğıt
das Altpapier {sub} {n} eski kâğıt
das Altpapier {sub} {n} hurda kâğıt
das Altpapier {sub} {n} kullanılmış kâğıt
die Alufolie {sub} {f} alüminyum kâğıt
aluminium-kaschiertes Papier {sub} {n} aliminyum kaplı kâğıt
anorganisches Papier {sub} {n} anorganik kâğıt
anständig {adj} babayiğit
der Apparat {sub} {m} aygıt
die Apparatur {sub} {f} aygıt
das Aquarellpapier {sub} {n} suluboya resmi yapılan kâğıt
das Arbeitsblatt {sub} {n} çalışma neticesinin yazıldığı kâğıt
arzneiliches Papier {sub} {n} tıbbi kâğıt
das Asbestapier {sub} {n} amyant kâğıt
das Asbestpapier {sub} {n} amyantlı kâğıt
0.004s