28 direkte Treffer gefunden für: parlak


77 indirekte Treffer gefunden für: parlak

Deutsch Türkisch
abmüden {v} parlaklığını yitirmek
die Abtönung {sub} {f} parlaklığını azaltma
der Aluminiumbronzeschliff {sub} {m} parlak alüminyum bronz taşı
anlaufen {v} [lief an, hat angelaufen] parlaklığını kaybetmek
das Auge {sub} {n} parlaklık
das Ausstrahlungsvermögen {sub} {n} parlaklık
beglänzen {v} parlaklık vermek
die Beleuchtung {sub} {f} parlaklık
blank machen {v} parlak yapmak
blanke Stelle {sub} {f} parlak yer
blanke Teile {sub} {pl} parlak parҫalar
blanker Draht {sub} {m} parlak tel
blanker Eisendraht {sub} {m} parlak demir tel
blanker Kaffee {sub} {m} parlak kahve
blanker Messingdraht {sub} {m} parlak pirinç tel
blanker Stahl {sub} {m} parlak çekilmiş çelik
blankgezogen {adj} parlak çekilmiş
die Blankhärtung {sub} {f} parlak sertleştirme
das Blankmachen {sub} {n} parlak yapma
der Blankstahl {sub} {m} parlak ҫelik
blendend weiß {adj} parlak beyaz
blendend weiß sein {v} parlak beyaz olmak
das Blinkfeuer {sub} {n} parlak ışıklı far şimşekli fener
die Blänke {sub} {f} [blänkte, hat geblänkt] parlaklık
blühende Zukunft {sub} {f} parlak gelecek
die Blüte {sub} {f} {ugs.} parlak dönem
die Blütezeit {sub} {f} parlak dönem
das Blütezeiten {sub} {n} {ugs.} parlak dönemler
der Bombenerfolg {sub} {m} {ugs.} parlak başarı
der Bombenerfolg {sub} {m} parlak başarı
das Bravourstück {sub} {n} parlak başarı
brillanter Geist {sub} {m} parlak zekâ
der Brillantkäfer {sub} {m} parlak buğday biti
die Brillanz {sub} {f} parlaklık
die Brillianz {sub} {f} parlaklık
dekatieren {v} parlaklığını almak
der Dreh {sub} {m} parlak fikir
durchstrahlen {v} parlak ışıkla doldurmak
das Eclat {sub} {n} [aus dem Französischen] parlak başarı
eine rosige Zukunft parlak bir gelecek
eine rosige Zukunft vor sich haben {v} parlak bir geleceği olmak
die Einfallslosigkeit {sub} {f} parlak fikirlerden yoksunluk
der Eklat {sub} {m} parlaklık
das Elemi {sub} {n} [aus Harz] parlak reçine
das Emissionsvermögen {sub} {n} parlaklık
die Farbtönung {sub} {f} parlaklık
die Frische {sub} {f} parlaklık
geglätteter Stahl {sub} {m} parlak çelik
gemeinsamer Helligkeitsregler {sub} {m} parlaklık kontrol sunii
der Glamour {sub} {m} parlak durum
der Glanz {sub} {m} [das Glänzen] parlakık
am glänzendsten en parlak
blanker {adj} daha parlak
bombig {ugs.} çok parlak
brillanter {adj} daha parlak
brillanteste {adj} en parlak
der Diamant {sub} {m} çok parlak
diamantartig {adj} elmas gibi sert ve parlak
durchscheinend {adj} yarı parlak
eingerollt toparlak
feenhafter {adj} daha parlak
feenhaftere {adj} daha parlak
feenhafteste {adj} en parlak
glänzender {adj} daha parlak
glänzendste {adj} en parlak
grell {adj} [Licht] çok parlak
greller [Farbe] daha parlak
grellste [Farbe] en parlak
hell glänzend {adj} çok parlak
hochglänzend {adj} çok parlak
der Knollen {sub} {m} [Naturwissenschaft] toparlak
die Kugel {sub} {f} toparlak
kugelförmig {adj} toparlak
leuchtend bunt {adj} rengârenk parlak
die Protze {sub} {f} [Med.] toparlak
rund {adj} toparlak
rund und glänzend {adj} yuvarlak ve parlak
0.005s