4 direkte Treffer gefunden für: önünde


61 indirekte Treffer gefunden für: önünde

Deutsch Türkisch
als wir vorbeikamen önünden geçtiğimizde
auf den Vordermann zu dicht auffahren {v} önündeki otomobile fazla yanaşmak
da muss ein Punkt davor önünde nokta var
davor liegen {v} önünde bulunmak
davor liegen {v} önünde durmak
davor stehen {v} önünde durmak
den Wagen überholen {v} önündeki aracı sollamak
führende Leerzeichen {sub} {n} önündeki boşluk
führende Null {sub} {f} önündeki sıfır
führende Nullen {sub} {pl} önündeki sıfırlar
letztlich {adv} [letzten Endes] önünde sonunda
sich verbeugen vor {v} önünde eğilerek selam vermek
sich verneigen {v} önünde eğilmek
sich vorbeischieben {v} önündekileri itip kakarak ilerlemek
stand vor [er, sie, es~] önünde duruyordu
verneigen {v} [sich] önünde eğilmek
die Verneigung {sub} {f} önünde eğilme
von davor önünden
vor sich liegen {v} önünde olmak
vorangehen {v} [ging voran, ist vorangegangen] önünde gelmek
vorbei {adv} önünden geçerek
vorbeigehen {v} [ging vorbei, ist vorbeigegangen] önünden geçip yürümek
vorbeigehen {v} [ging vorbei, ist vorbeigegangen] önünden geçmek
vorbeikommen {v} [kam vorbei, ist vorbeogekommen] önünden geçip gitmek
vorbeilaufen {v} önünden yürüyerek veya koşarak geçmek
vorbeimarschieren {v} [Militär] önünden resmi geçit adımıyla geçmek
vorbeimarschieren lassen {v} [Militär] önünden resmi geçit adımıyla geçirmek
vorfahren {v} [furh vor, ist vorgefahren] önünde gitmek
vorgehen {v} [ging vor, ist vorgegangen] önünde gelmek
vorhalten {v} [hält vor, hat vorgehalten] önünde tutmak
vorüber {adv} önünden geçerek
vorüberfahrend {adj} önünden geçip giden
vorübergehen {v} [ging vorüber, ist vorübergegangen] önünden geçip gitmek
vorübergehen {v} [ging vorüber, ist vorübergegangen] önünden geçmek
vorübergehen lassen {v} önünden geçmesini sağlamak
achterliche See {sub} {m} deniz dalgaları gemi yönünde
achterlicher Wind {sub} {m} rüzgâr geminin gidişi yönünde
am oder vor yanInda veya önünde
an unserer Haustür kapımızın önünde
anderen voraus başkalarının önünde
das Beisein {sub} {n} [im ~ von] -in önünde
davor {adv} [Ort] bunun önünde
davor {adv} bunun önünde
davor {adv} onun önünde
davor {adv} şunun önünde
davor [räumlich] şunun önünde
den Mitbewerbern voraus rapiplerinin önünde
diametrisch {adj} çap yönünde
eben vor unserer Tür biraz evvel kapımızın önünde
entgegen [Präposition] yönünde
entgegen dem Uhrzeiger saat ibresinin aksi yönünde
entgegen dem Uhrzeigersinn saat ibresinin aksi yönünde
entgegen dem Uhrzeigersinn saat yelkovanının aksi yönünde
entlang [Präposition +Akkusativ] yönünde
erdwärts {adj} toprak yönünde
flussabwärts {adv} nehirin akış yönünde
gleich vor der Haustür hemen kapının önünde önünde
im Uhrzeigersinn saat ibresinin dönüşü yönünde
in aller Öffentlichkeit göz önünde
in aller Öffentlichkeit herkesin gözü önünde
in den Augen des Gesetzes kanun önünde
0.004s