11 direkte Treffer gefunden für: göz


77 indirekte Treffer gefunden für: göz

Deutsch Türkisch
Abfluss der Tränenflüssigkeit {sub} {m} göz yaşları akma kanalı
die Abgesandte {sub} {f} [weiblich] gözlemci
der Ablagestrang {sub} {m} gözler dizisi
die Ablepharie {sub} {f} göz kapağının olmaması
abringen {v} [sich] gözden çıkarmak
abschrecken {v} [allgemein: schreckte ab, hat abgeschreckt] gözdağı vermek
abschrecken {v} [jemanden von etwas ~] gözdağı vermek
die Abschreckung {sub} {f} gözdağı
die Abschreckungen {sub} {pl} gözdağı vermeler
absehen {v} gözlerine bakıp maksadını öğrenmek
die Abstrichöse {sub} {f} göz iğne
abwarten {v} [wartete ab, hat abgewartet] gözetmek
abzielen {v} [auf etwas] göz dikmek
das Acetazolamid {sub} {n} göz basıncına karşı ilaç
das Acetylcystein {sub} {n} gözü koruyan antioksidan etkili enzimin komponenti
Acht geben auf {v} göz kulak olmak
Acht haben [auf] göz kulak olmak
achten auf {v} gözkulak olmak
achtete auf göz kulak olmuştu
das Achthaben {sub} {n} göz kulak olma
achtsam {adj} gözü açık
Adaptation des Auges {sub} {f} gözün adaptasyonu
Adaption des Auges {sub} {f} gözün intibakı
die Aderhaut {sub} {f} gözün damar katı
die Aderhautblutung {sub} {f} gözün damar katı kanaması
die Aderhautentzündung {sub} {f} gözün damar katı iltihabı
der Aderhautgeschwulst {sub} {m} gözün damar katı kisti
das Aderhautkolobom {sub} {n} göz damar katında çatlak
das Aderhautmelanome {sub} {n} göz damar katı melanomu
das Aderhautmelanosarkom {sub} {n} göz damar katı tümörü
der Aderhautring {sub} {m} göz damar katı halkası
das Aderhautsarkom {sub} {n} göz damar katı sarkomu
Adnexa bulbi {sub} {n} göz dış kasları, gözkapağı ve gözyaşı bezi
Adnexa oculi {sub} {n} göz dış kasları, gözkapağı ve gözyaşı bezi
die Ajourarbeit {sub} {f} gözenek
Akkommodation des Auges {sub} {n} gözün uzak ve yakın intibakı ayarı
die Akkommodation {sub} {f} [Med.] gözün uzaklığı ve yakınlığı ayarlaması uyumu
Akne tarsi {sub} {f} gözkapağı deri altı sivilcesi
Aktualisierung anhand Überwachungsdaten {sub} {f} gözlemleme verilerine göre güncelleme
die Allüren {sub} {pl} göze çarpan davranış
als Aufseher göz olarak
als Beobachter besuchen {v} göz olarak ziyaret etmek
der Amok {sub} {m} gözü dönmüş bir hal
an Ansehen verlieren {v} gözden düşmek
an den Augen ablesen gözlerinden okumak
anatomischer Bau des Auges {sub} {m} gözün anatomik yapısı
anblicken {v} göz atmak
anblickend {adj} gözleyerek
anblinzeln {v} [blinzelte an, hat angeblinzelt] gözleri yarı kapalı bakmak
anblinzeln {v} [blinzelte an, hat angeblinzelt] gözüyle işaret ederek bakmak
anblinzelnd {adj} göz işareti yaparak
die Achsenhyperopie {sub} {f} kısa büyüyen göz
die Ackerschnecke {sub} {f} gri çıplak salyangoz
akquisitiv {adj} paragöz
das Anschweißauge {sub} {n} kaynaklı göz
das Argusauge {sub} {n} açıkgöz
armer Schlingel {sub} {m} zavallı açıkgöz
aufgeweckt {adj} açıkgöz
aufgeweckter {adj} daha açıkgöz
aufgeweckteste {adj} en açıkgöz
Aufmerksamkeit des Auges {sub} {f} dikkatli göz
Auge für Details {sub} {n} detay için göz
Auge um Auge göze göz
das Augenpaar {sub} {n} çift göz
die Bananenschnecke {sub} {f} muz tipi salyangoz
der Bauchfüßer {sub} {m} salyangoz
beide Augen {sub} {pl} her iki göz
blaues Auge {sub} {n} mavi göz
blaues Auge {sub} {n} morarmış göz
der Blick {sub} {m} {ugs.} kem göz
bloßes Auge {sub} {n} çıplak göz
die Bodennacktschnecke {sub} {f} kabuksuz salyangoz
die Brasse {sub} {f} [Geißbrasse] karagöz
die Brasse {sub} {f} sarıgöz [İzmaritgillerden, rengi altın sarısı]
der Brillerträger {sub} {m} dörtgöz
böser Blick {sub} {m} kem göz
dufte {ugs.} açıkgöz
0.005s