Keine direkten Treffer gefunden für: yemeği

Deutsch Türkisch

56 indirekte Treffer gefunden für: yemeği

Deutsch Türkisch
abrühren {v} [Essen: rührte ab, hat abgerührt] yemeği terbiye etmek
aufwärmen {v} [wärmte auf, hat aufgewärmt] yemeği yeniden ısıtmak
Auge ißt mit {sub} {n} yemeğin göze de hitap etmesi gerekir
auswärts essen {v} yemeği dışarıda yemek
auswärts speisen {v} yemeği dışarıda yemek
bekochen {v} [bekochte, hat bekocht] yemeği hazırlamak
bekochen {v} [bekochte, hat bekocht] yemeği ısıtmak
das Essen schmeckt gut yemeğin tadı iyi
das Essen schmeckt sauer yemeğin tadı ekşi
degustieren {v} yemeğin lezzetini incelemek
durchbacken {v} [ich backte durch, ich habe durchgebacken,durchgebackt] yemeği iyi pişirmek
einbrocken {v} yemeğin içine ekmek doğramak
einhauen {v} yemeği kabaca kaşıklamak
Essen fassen {v} yemeğinizi alın
Essen schmeckt etwas scharf Yemeğin tadı biraz acı
essen wegputzen {ugs.} yemeği tam yiyerek çıkarmak
Essen wieder von sich geben {v} yemeği tekrar çıkarmak
Essens- [Gen.] yemeğin
der Gourmet {sub} {m} yemeği seven
gratinieren {v} yemeği fırına vermek
ich schmecke Gewürz im Essen nicht yemeğin içindeki baharatın tadını alamıyorum
Im Anschluss an das Essen findet ein Konzert statt yemeğin akabinde konser olacak
im Essen herumstochern {v} {ugs.} yemeği karıştırıp durmak
in seinem Essen herumstochern {v} yemeğini karıştırıp durmak
kein Kostverächter sein {v} [scherzhaft] yemeği çok sevmek
malmen {v} [die Zähne in langsamer Bewegung laut aneinanderreiben] yemeği çeğnerken dişleri yavaşça birbirine sürtmek
Nahrung verweigern {sub} {f} yemeği reddetmek
servieren {v} [servierte, hat serviert] yemeği servis etmek
überbacken {v} [im Backofen] yemeğin üstüne serpiştirerek fırında kızartmak
die Warmhalteplatte {sub} {f} yemeği sıcak tutan
das Abendbrot {sub} {n} akşam yemeği
das Abendessen {sub} {n} akşam yemeği
Abendessen bei Kerzenlicht {sub} {n} mum ışığında akşam yemeği
die Abendmahlsgemeinschaft {sub} {f} birlikte akşam yemeği
das Abschiedsessen {sub} {n} akşam yemeği
appetitliches Mittagessen {sub} {n} lezzetli öğle yemeği
das Arbeitsessen {sub} {n} yemeği
das Armeleuteessen {sub} {n} fakir insanların yemeği
die Armenkost {sub} {f} fakir yemeği
die Blätterteigpastete {sub} {f} [mit Geflügel-, Fisch- oder Fleischragout gefüllt] etli hamur yemeği
die Bouillonkartoffeln {sub} {pl} et suyu ve köklerle birlikte pişirilen patates yemeği
chinesische Pfanne {sub} {f} çin sahan yemeği
chinesische Speise {sub} {f} Çin yemeği
chinesisches Essen {sub} {n} Çin yemeği
das Currygericht {sub} {n} köri yemeği
das Letzte Abendmahl son akşam yemeği
der Dinner {sub} {m} akşam yemeği
das Diätessen {sub} {n} hiz yemeği
die Diätkost {sub} {f} diyet yemeği
die Diätkost {sub} {f} perhiz yemeği
die Diätkost {sub} {f} rejim yemeği
ein Bratkartoffelgericht {sub} {n} bir kızartma patates yemeği
ein Festessen geben eğlence yemeği
eine Spezialität des Restaurants restoranın özel yemeği
der Eintopf {sub} {m} türlü yemeği
das Eintopfgericht {sub} {n} türlü yemeği
0.003s