43 direkte Treffer gefunden für: süreklı


52 indirekte Treffer gefunden für: süreklı

Deutsch Türkisch
abgesehen von den regelmässigen Neubesetzungen sürekli yeni işe alınmalar haricinde
die Acerola {sub} {f} sürekli yeşil 1 ila 3 m arasındaki bitki türü
am Fließband herstellen {v} sürekli şeridinde imal etmek
am laufenden Band produzieren sürekli imal etmek
andauernd necken {v} sürekli alaya almak
andauernder Lärm {sub} {m} sürekli gürültü
andauerndes Murren {sub} {n} sürekli homurdanma
andauerndes Summen {sub} {n} sürekli vızıltı
angstanjagend {adj} sürekli korku peşinde olma
anhaltende Dürre {sub} {f} sürekli kuraklık
anhaltende Gewalt {sub} {f} sürekli kaba kuvvet
anhaltende Nachfrage {sub} {f} sürekli talep
anhaltende Stille {sub} {f} sürekli sessizlik
anhaltender Frost {sub} {m} sürekli don
anhaltender Regen {sub} {m} sürekli yağmur
anhaltender Schmerz {sub} {m} sürekli ağrı
anhaltendes Bemühen {sub} {n} sürekli çaba
anhaltendes Fieber {sub} {n} sürekli ateş
anhaltendes Problem {sub} {n} sürekli sorun
anhaltendes Tropfen {sub} {n} sürekli damlama
die Aquifoliazeen {sub} {pl} [Pflanzenfam. der Frangulinen mit immergrünen Blättern und beerenartigen Früchten] sürekli yeşil, meyveye benzer yemişleri olan bitki grupları
Arbeiten, laufende - {sub} {pl} sürekli işler
auf dem Laufenden bleiben {v} sürekli bilgi edinmek
auf dem Laufenden halten {v} sürekli olarak haberdar etmek
auf dem Laufenden sein {v} sürekli olarak bilgisi olmak
auf dem neuesten Stand sein {v} sürekli aktüel durumda olmak
die Bandwalzen {sub} {pl} sürekli haddeler
beständige Abwesenheit {sub} {f} sürekli devamlılık
beständige Ansammlung {sub} {f} sürekli birikim
beständige Kontrolle {sub} {f} sürekli kontrol
beständige Sorge {sub} {f} sürekli tasa
beständige Sorgfalt {sub} {f} sürekli itina
beständige Störung {sub} {f} sürekli bozukluk
beständige Ölung {sub} {f} sürekli yağlama
beständiger Wechsel {sub} {m} sürekli değişim
beständiger Wind {sub} {m} sürekli rüzgâr
beständiges Kommen und Gehen sürekli gelip gitmek
beständiges Nörgeln {sub} {n} sürekli mızmınlanmak
die Beständigkeit {sub} {f} süreklilik
der Brummkopf {sub} {m} [Miesepeter] sürekli morali bozuk kişi
chronische Arbeitslosigkeit sürekli işsizlik
das Damoklesschwert {sub} {n} [figürlich] sürekli tehlike simgesi
Dauer- sürekli-
die Dauerakte {sub} {f} sürekli dosya
die Daueranforderung {sub} {f} sürekli talep
der Dauerangestellter {sub} {m} sürekli memur
die Daueranzeige {sub} {f} sürekli gösterge
der Dauerarbeitsloser {sub} {m} sürekli işsiz
die Dauerarbeitslosigkeit {sub} {f} sürekli işsizlik
der Dauerarbeitsplatz {sub} {m} sürekli çalışma yeri
das Dauerarbeitsverhältnis {sub} {n} sürekli çalışma ilişkisi
zügig {adj} [schnell und stetig] çabuk ve sürekli
0.005s