26 direkte Treffer gefunden für: çabuk


77 indirekte Treffer gefunden für: çabuk

Deutsch Türkisch
Abfall, leicht entzündlicher~ {sub} {m} çabuk yanabilen atık
abnehmbare Felge {sub} {f} çabuk sökülür jant
Akkumulator für rasche Ladung {sub} {m} çabuk şarj edilen akümülatör
die Anregefunktion {sub} {f} çabuklaştırma fonksiyonu
arglos {adj} çabuk kanan
der Aschenschnellbestimmer {sub} {m} çabuk kül tayin edici
auf die schnelle Tour çabukça
auf schnelle Weise çabuk şekilde
Beeil dich! çabuk ol!
Beeile dich! çabuk ol!
beflügeln {v} [beflügelte, hat beflügelt] çabuklaştırmak
die Behendigkeit {sub} {f} çabukluk
beschleunigen {v} [beschleunigte, habe beschleunigt] çabuklaştırmak
die Beschleunigung {sub} {f} çabuklaşma
die Beschleunigung {sub} {f} çabuklaştırma
die Beweglichkeit {sub} {f} çabuk kavrama
der Blitzkrieg {sub} {m} çabuk biten savaş
blobbern {v} {ugs.} çabuk ve anlaşılmaz şekilde konuşmak
der Brausekopf {sub} {m} çabuk sinirlenen
bröckelig {adj} çabuk kırılan
bröckelig {adj} çabuk ufalanan
brüchig {adj} çabuk kırılır
brüchige Nägel {sub} {pl} çabuk kırılan tırnaklar
der Choleriker {sub} {m} çabuk kızan
der Choleriker {sub} {m} çabuk kızıp öfkelenen kişi
der Choleriker {sub} {m} çabuk öfkelenen
cholerisch {adj} çabuk öfkelenen
dahineilen {v} [eilte dahin, bin dahingeeilt] çabuk geçmek
dahinfahren {v} [fuhr dahin, bin dahingefahren] çabuk gitmek
das Drahdiwaberl {sub} {n} [Österreich] çabuk bükülebilen şey
das Drahdiwaberl {sub} {n} [Österreich] çabuk eğilebilen şey
drastisch {adj} çabuk etkileyici
eilen {v} [ich eilte, ich habe geeilt] çabuk olmak
eilfertig {adj} çabuk işgören
die Eilfertigkeit {sub} {f} çabuk görme
die Eilfertigkeit {sub} {f} çabukluk
der Eilschritt {sub} {m} [Militär] çabuk adım
der Eilzug {sub} {m} çabuk tren
entfrieren {v} çabuk soğutmak
entzündbar {adj} çabuk yanabilir
Er altert schnell çabuk yaşlanıyor
er hat Haare auf den Zähnen çabuk kızdırılabilir
er kocht schnell über çabuk kızıyor
erethisch {adj} çabuk öfkelenen
erregbar {adj} çabuk kızan
die Erregbarkeit {sub} {f} çabuk heyecanlanma
die Erschöpfbarkeit {sub} {f} çabuk tükenme
die Erschöpfbarkeit {sub} {f} çabuk yorulma
feuergefährlich {adj} çabuk alev alabilen
feuergefährlich {adj} çabuk ateş alıcı
feuergefährlich sein {v} çabuk ateş alıcı olmak
am sofortigsten en çabuk
auf die Schnelle çarçabuk
augenblicklich {adj} çarçabuk
äußerst schnell oldukça çabuk
baldigst {adv} olabildiğince çabuk
baldigst {adv} çarçabuk
Bedienung ist hier sehr prompt {sub} {f} burada servis çok eli çabuk
behände {adj} eli çabuk
blitzschnell {adj} çarçabuk
blitzschnell {adj} çok çabuk
ehest {adj} en çabuk
ehestens {adv} en çabuk
ehestens {adv} olabildiğince çabuk
ehestmöglich {adj} mümkün mertebe çabuk
ehestmöglich {adj} mümkün olduğunca çabuk
ehestmöglich {adj} olabildiğince çabuk
eilends {adv} çarçabuk
express {adv} çok çabuk
fingerfertig {adj} eli çabuk
flink mit den Fingern parmakları çabuk
fluchtartig {adj} çarçabuk
flugs {adv} çabuk çabuk
hurtig {adj} çarçabuk
hurtiger {adj} daha çabuk
hurtigste {adj} en çabuk
im Galopp çarçabuk
0.006s