Keine direkten Treffer gefunden für: insanla

Deutsch Türkisch

51 indirekte Treffer gefunden für: insanla

Deutsch Türkisch
die Abstammungsgeschichte {sub} {f} insanların oluşum tarihi
alter Leuteschinder {sub} {m} insanlara eziyet edici
Andrang der Leute {sub} {m} insanların izdihamı
anthropogen {adj} insanların neden olduğu
die Anthropoiden {sub} {pl} insanlar
die Anthropophobie {sub} {f} insanlardan korkma
Anzahl der Personen {sub} {f} insanla sayısı
auf den Menschen übertragbare Krankheit {sub} {f} insanlara geçebilen hastalık
auf den Menschen übertragbare Tierkrankheit {sub} {f} insanlara geçebilen hayvan hastalığı
die Leute anhauen {ugs.} insanlara lâf atmak
die Leute meinen, er ist verrückt insanlar onu deli olduğu kanaatinde
die Leute vergessen schnell insanlar tez unutuyor
die meisten Leute insanların çoğu
die meisten Menschen insanların çoğu
er neigt dazu Leute auszunutzen insanla kullanmaya meyilli
Erfahrung mit Leuten {sub} {f} insanlarla tecrübe
die Eubakterie {sub} {f} insanların organlarındaki bakterilerin normal bileşimi
gut mit den Leuten können {v} {ugs.} insanlarla iyi geçinmek
der Helferberuf {sub} {m} insanlara yardıma yönelik meslek
der HIV-Erreger {sub} {m} [AIDS] İnsanlarda bağışıklık yetmezliği virüsü
die HIV-Infektion {sub} {f} [Med.] İnsanlarda bağışıklık yetmezliği enfeksiyonu
die HIV-Merkmale {sub} {pl} [Med.] İnsanlarda bağışıklık yetmezliği virüsü belirtileri
im Konflikt mit seinen Mitmenschen insanlarla anlaşmazlık içinde
Kampf gegen menschliche Unfruchtbarkeit {sub} {f} insanlarda kısırlıkla mücadele
Kleider machen Leute insanlara giyimlerine göre değer verilmesi
die Kontaktscheu {sub} {f} [Scheu vor menschlichen Kontakten] insanlarla ilişkiden korku
die Leute {sub} {pl} insanlar
Leute abschrecken {v} insanla korkutmak
Leute an ein Klima gewöhnen {v} insanla iklime alıştırmak
Leute anhauen {sub} {pl} insanlara lâf atmak
Leute bekehren {v} insanla (inancından) döndürmek
Leute haben bei den Angeboten zugeschlagen {v} insanlar bu tekliflerde tereddütsüz satın aldı
Leute kommen und gehen {v} insanlar gelip gidiyor
Leute vor den Kopf stoßen {v} insanla incitmek
Leute vor den Kopf stoßen {v} insanlara saygısız davranmak
Leute wörtlich angreifen {v} insanlara sözlü saldırmak
Leuten [den~] insanlara
der Leuteschinder {sub} {m} insanlara eziyet eden kişi
Man soll nur die positive Seite von Menschen betrachten insanlar sadece iyi yönleriyle değerlendirilmelidir
Mehrheit der Menschen {sub} {f} insanların çoğunluğu
Mehrheit der Menschen {sub} {f} insanların çoğu
meisten Menschen [die~] insanların çoğu
die Menschen {sub} {pl} insanlar
Menschen einander näher bringen {v} insanla birbirine yaklaştırmak
Menschen schrien sich voller Wut an {sub} {f} insanlar birbirine öfkeli şekilde bağırdı
der Menschenfeind {sub} {m} insanlardan kaçan kişi
der Menschenfreund {sub} {m} insanla seven kimse
das Menschengeschlecht {sub} {n} insanlar
der Menschenhass {sub} {m} insanlardan nefret etme
der Menschenkenner {sub} {m} insanla iyi tanıyan kişi
die Menschenkennerin {sub} {f} [weiblich] insanla iyi tanıyan kişi
0.003s