16 direkte Treffer gefunden für: böse


77 indirekte Treffer gefunden für: böse

Deutsch Türkisch
böse Absicht {sub} {f} kötü niyet
böse Absichten haben {v} kötü niyetleri olmak
böse Angelegenheit {sub} {f} kötü alışkanlık
böse Angelegenheit {sub} {f} kötü hadise
böse auf jemanden werden birine kızmak
böse Blicke {sub} {pl} kem bakışlar
böse Blicke werfen kötü bakmak
böse Erfahrung kötü deneyim
böse Erwiderung {sub} {f} kötü cevpalama
böse Folgen {sub} {pl} kötü sonuçlar
böse Gedanken {sub} {pl} kötü düşünceler
böse Geister {sub} {pl} cinler
böse gucken {v} hiddetle bakmak
böse gucken {v} kötü kötü bakmak
böse Kopfschmerzen {sub} {pl} fena baş ağrıları
böse machen {v} gücendirmek
böse machen {v} kızdırmak
böse Mächte {sub} {pl} kötü güçler
böse Person {sub} {f} kötü kişi
böse Possen {sub} {pl} [Tricks, Kniffe] dolandırmacılıklar
böse Sache {sub} {f} kötü sey
böse sein {v} gücenmek
böse sein {v} küsmek
böse sein auf ...e\...a darılmak
böse Situation {sub} {f} vahim durum
böse Stiefmutter {sub} {f} kötü üvey anne
böse Tat {sub} {f} kötü olay
böse Taten {sub} {pl} kötü olaylar
böse Verbindung {sub} {f} kötü sezgi
böse Vorahnungen {sub} {pl} kötü sezgiler
böse Welt {sub} {f} kötü dünya
böse werden {v} kötüleşmek
böse werden {v} kızmak
böse werden {v} sinirlenmek
böse werden {v} öfkelenmek
böse werden über {v} bir şeye darılmak
böse Wunde {sub} {f} tehlikeli yara
böse Zeiten {sub} {pl} kötü zamanlar
böse zugerichtet fena halledilmiş
böse zugerichtetes Gesicht {sub} {n} fena yaralanmış yüz
böse Zunge {sub} {f} başkası hakkında kötü konuşma
böse Zungen {sub} {pl} kötü konuşanlar
böse zurichten {v} fena şekilde dövmek
die Bösen {sub} {pl} kötüler
bösen Geister {sub} {pl} kötü ruhlar
böser {adj} daha kötü
der Böser {sub} {m} kötü
böser Blick {sub} {m} kem bakış
böser Blick {sub} {m} kem göz
böser Blick {sub} {m} nazar
böser Bursche {sub} {m} kötü oğlan
die Acarbose {sub} {f} bir çeşit şeker
arterielle Thrombose {sub} {f} atardamar kan pıhtılaşması
die Beckenvenenthrombose {sub} {f} kalça damarı daralması
bitterböse {adj} kudurmuş
bitterböse {adj} çok fena
bitterböse {adj} çok kötü
bitterböse {adj} çok kızgın
bitterböse {adj} çok öfkeli
das Böse fenalık
das Böse kötülük
er ist böse o dargın
die Harnröhrenvenenthrombose {sub} {f} idrar borusunda toplardamar pıhtılaşması
die Herzthrombose {sub} {f} kalpte kan pıhtılaşması
die Hodenthrombose {sub} {f} hayada kan pıhtılaşması
jenseits von Gut und Böse umutsuz, zor durum
die Jugularvenenthrombose {sub} {f} boyun boşluğu damarı pıhtısı
die Kapillarthrombose {sub} {f} kılcal pıhtılaşma
die Koronarthrombose {sub} {f} kalp damarlarında pıhtılaşma
die Milzvenenthrombose {sub} {f} dalak damarı pıhtısı
die Pfortaderthrombose {sub} {f} tekrar çatallanan damar tıkanması
die Portalvenenthrombose {sub} {f} çatal toplardamar pıhtılaşması
die Schlagaderthrombose {sub} {f} atardamar pıhtısı
sehr böse {adj} çok kızgın
die Spätthrombose {sub} {f} geç pıhtı
die Thrombose {sub} {f} [Med.] damar tıkanması
die Thrombose {sub} {f} [Med.] damarda kan pıhtılaşması
0.005s