40 direkte Treffer gefunden für: kızgın


66 indirekte Treffer gefunden für: kızgın

Deutsch Türkisch
die Agitatio {sub} {f} kızgınlık
die Agitation {sub} {f} kızgın davranış
die Agitationen {sub} {pl} kızgın davranışlar
anblitzen {v} [blitzte an, hat angeblitzt] kızgın bakmak
anblitzend {adj} kızgın bakan
der Anstoß {sub} {m} kızgınlık
aufgebracht sein {v} kızgın olmak
aufgeregt sein {v} kızgın olmak
die Aufgeregtheit {sub} {f} [Erregtheit] kızgınlık
die Aufgeregung {sub} {f} kızgınlık
die Aufregung {sub} {f} kızgınlık
Austreten glühendflüssiger Schmelzmassen {sub} {n} kızgın eriğiklerin taşması
außer sich vor Erregung kızgınlıktan kendinden geçmek
der Ärger {sub} {m} [Ärgernis] kızgınlık
der Ärger {sub} {m} kızgınlık
das Ärgernis {sub} {n} [Ärger] kızgınlık
barscher Ton {sub} {m} kızgın ses
blaffen {v} {ugs.} kızgın konuşmak
die Brandtechnik {sub} {f} kızgın demirle tahta üzerine resim yapma
das Brennglas {sub} {n} kızgın cam
die Brunft {sub} {f} kızgınlık
die Brunft {sub} {f} kızgınlık dönemi
die Brunst {sub} {f} kızgınlık
die Brunst {sub} {f} kızgınlık dönemi
die Brunsthormone {sub} {pl} kızgınlık hormonları
die Brunstzeit {sub} {f} kızgınlık dönemi
die Brünfte {sub} {pl} kızgınlık dönemleri
die Bullenhitze {sub} {f} kızgın sıcak
Dampf ablassen {v} {ugs.} kızgınlığını göstermek
durchglühen {v} kızgın kor haline gelmek
durchglühen {v} kızgın kor haline getirmek
ein Dorn im Auge {ugs.} kızgın olunan kişi
einbrennen {v} [ich brannte ein , ich habe eingebrannt] kızgın demirle damgalamak
einbrennen {v} [ich brannte ein , ich habe eingebrannt] kızgın demirle dağlamak
entbrannter Streit {sub} {m} kızgınlaşan kavga
die Entrüstung {sub} {f} kızgınlık
erregte Gemüter besänftigen kızgın atmosferi sakinleştirmek
das Erregtsein {sub} {n} kızgınlık
erzürnt sein {v} kızgın olmak
Feuerverzinnen {v} kızgın kalaylama
der Feuerverzinner {sub} {m} kızgın kalaylayıcı
die Fritüre {sub} {f} kızgın yağ
das Glüheisen {sub} {n} kızgın demir
die Glühelektrode {sub} {f} kızgın katod
das Glühelement {sub} {n} kızgın element
glühend heiß kızgınlıktan kıpkırmızı olmuş
glühend heißer Sonnenschein {sub} {m} kızgın güneş ışını
glühende Asche {sub} {f} kızgın kül
glühende Hitze {sub} {f} kızgın sıcak
glühendes Eisen {sub} {n} kızgın demir
glühendheiß {adj} kızgın sıcak
bitterböse {adj} çok kızgın
fuchsteufelswild {adj} çok kızgın
permanenterregt {adj} sürekli kızgın
rabiat {adj} son derece kızgın
recht wütend {adj} oldukça kızgın
sehr böse {adj} çok kızgın
sehr verärgert {adj} çok kızgın
stinksauer {adj} {ugs.} [sehr sauer] çok kızgın
unmutiger [verärgerter] daha kızgın
unmutigste [verärgerter] en kızgın
verärgert wegen einer Sache bir şeyden dolayı kızgın
verärgert über [er, sie, es ist~] hakkında kızgın
wegen etwas verärgert bir şey nedeniyle kızgın
wutentbrannt {adj} çok kızgın
wütig {adj} çok kızgın
0.006s