20 direkte Treffer gefunden für: yüz


77 indirekte Treffer gefunden für: yüz

Deutsch Türkisch
10 Prozent yüzde 10
100-prozentige Beteiligung {sub} {f} yüzde yüz iştirak
100-prozentige Beteiligung {sub} {f} yüzde yüz katılım
abgebrüht {adj} {ugs.} [sittlich abgestumpft, unempfindlich] yüzsüz
abgebrühter Kerl {sub} {m} yüzsüz adam
abgekehrt yüz çevirmiş
abgestreifte Haut {sub} {f} [Schlange] yüzülmüş deri
die Abkehr {sub} {f} yüz çevirme
abkehren {v} [kehrte ab, hat abgekehrt] yüz çevirmek
der Abkehrgrund {sub} {m} yüz çevirme nedeni
der Abkehrgrund {sub} {m} yüz çevirme sebebi
ablatieren {v} [ablatierte, hat ablatiert] yüzeyini eritmek
die Ablation {sub} {f} [Geographie] yüzey erime
der Abort {sub} {m} yüznumara
abschwimmen {v} yüzerek kıyıdan uzaklaşmak
abschwimmen {v} yüzmeye başlamak
das Absäuern {sub} {n} yüzey muamele etme
absäuern {v} yüzey muamele etmek
die Absäuerung {sub} {f} yüzey muamelesi
absäuren {v} [säuerte ab, hat abgesäuert] yüzeyi asitle muamele etmek
abtoppen {v} [Buch: flüchtig lesen] yüzeysel okumak
abtoppen {v} yüzeysel dokunmak
abweisend {adj} yüzü gülmez
abweisend Haltung yüz vermeme
abweisende Haltung {sub} {f} yüz vermeme
die Abwendung {sub} {f} yüz çevirme
abzüglich 5 Prozent yüzde beş çilarılınca
das Adsorbens {sub} {n} yüzeyde toplanan
das Adsorptiv {sub} {n} yüze tutunan
Albit [Mineral] yüzeye parelel
als prozentualer Anteil {sub} {m} yüzdelik orak olarak
an der Oberfläche yüzeyde
an der Oberfläche erscheinen {v} yüzeyde görünmek
an der Oberfläche härten yüzeyini sertleştirmek
an die Oberfläche kommen {v} yüzeye çıkmak
an Hundert yüz kadar
an der Oberfläche bleiben {v} yüzeyde kalmak
andonnern {v} [donnerte an, hat angedonnert] yüzüne karşı bağırmak
Anfang des 20. Jahrhunderts {sub} {m} yüzyılın başı
angeschwommen [er, sie, es ist~] yüzerek geldi
anlachen {v} [lachte an, hat angelacht] yüzüne gülmek
anmalen {v} [sich] yüzünü boyamak
anniesen {v} yüzüne karşı hapşırmak
der Anriss {sub} {m} [oberflächlicher Riss] yüzeyde çatlak
der Anschnitt {sub} {m} yüzey
anschwemmen {v} yüzerek gelmek
anschwemmend {adj} yüzerek gelen
anschwimmen {v} yüzerek gelmek
ansehen {v} [sah an, hat angesehen] yüzünden anlamak
ansehen {v} [sah an, hat angesehen] yüzünden okumak
anspeien {v} yüzüne tükürmek
achthundert [Nummer] sekiz yüz
achthundert sekiz yüz
das Adenoidgesicht {sub} {n} kabarcıklı yüz
das Alltagsgesicht {sub} {n} sıradan yüz
appetitliches Gericht {sub} {n} çekici yüz
aufgedunsenes Gesicht {sub} {n} şişmiş yüz
ausdrucksloses Gesicht anlamsız yüz
ausdruckstarkes Gesicht {sub} {n} anlamlı yüz
ausdrucksvolles Gesicht {sub} {n} anlamlı yüz
die Außenfront {sub} {f} dış yüz
die Außenseite {sub} {f} dış yüz
der Avers {sub} {m} önyüz
blasses Gesicht {sub} {n} solgun yüz
blatterig {adj} kabarcıkla dolu yüz
blattrig {adj} kabarcıkla dolu yüz
bleich {adj} soluk yüz
bleich {adj} uçuk yüz
böse zugerichtetes Gesicht {sub} {n} fena yaralanmış yüz
doppelgesicht {adj} iki yüz
die Doppelseite {sub} {f} çift yüz
das Doubleface {sub} {n} dublör yüz
die Drehflache {sub} {f} torna edilen yüz
die Drehfläche {sub} {f} torna edilen yüz
dreihundert {adj} üçyüz
Dreihundert [Nummer] üç yüz
drüsiges Gesicht {sub} {n} bezlerle dolu yüz
0.005s